Hala
Puslu havaların uslanmaz çocuğuyum
Birkaç sözcükten oluşur serüvenim
Geldim, gördüm, kaybettim
Hep Sev beni diyordum
Her gece karlı bir yamaçtan kendini bırakır gibi
Bir daha kere, bir daha kere, bir kere daha
Gitsen de yanımda
Parçalayan hayalin kalsın istiyordum
Şimdi böyle bir başıma bıraktın da ne
Beni her düşen akşamla böyle param parça
Boş bırakıp da yanımda sandalyeleri
Sanki yüreğimi daha mı az kaplıyorsun
Ve Ölemiyorum, kalabalılık şehirlerin kimsesiz odalarında
Çünkü Yaşamı değer kılan bir neden oluyorsun
Durup durup Kasımda bir İstanbul sabahı hatırlıyorum
Saçların saçlarıma karışmış rüzgarda
Kız kulesi mi daha sen
Sen mi daha bir kız kulesisin, ayıramıyorum
Gözlerin İstanbul hatırası oluyor masamda
Sonra öfkemi yumruklamaya yetmiyor duvarlar
Düşüp kırılıyor sensizliği sayan saat
Teker teker yakıyorum uğrunda kuruttuğum çiçekleri
Seneler göz olup bekliyor hala
Günler yaş olup ağlıyorum
(Temmuz 2001)