Halkın Gövdesi
bir kadının beğenisinden firar özensizlikten yazıyorum
adresini yüzümde gizlemeye çalışan rüzgarın genç kız tedirginliği
yasaların sokaklarla yıkanmış suçlarını arıyor ve on dokuzluğumuzun
artısıyla ihtiyar pısırıklığa dönüşmüş sloganlarımız bir öfkeyi biliyor
parmaklarım sırrında ötekinin çeksem yaramız birlikte kanıyordan yazıyorum
gökyüzünün tapusunu parçalamak için çığlıklarını birleştiren kuşların
şimşeklerin mağrur işmarlarını ütopyalarının kitabından sildikleri
buruk bir arpa tarlasıyım insana haddinden pireleniyorum
alaylı kahkahaların umudu çaldığı yerde
kapıların cümleye açıldığı ahşap pencerenin içindeki güveden yazıyorum
bohçasını trenlerin gamsız yüküne ekleyen bir halkın gövdesine
tarihi geçmiş bir uçak biletiyle varmanın hayalini seviyorum
günü tüketen yarım dize bir kılıfı hançerle oyalıyor
diyorsun ki halkın gövdesi yaprağın renginde gizlenen nem
diyorum ki gövdenin halkı denilen bir hararet tenezzülsüz görünür uykuya
öyleyse suyun sonuncu gezegene ittiği sorudan başlıyorum
Vahdettin Yılmaz