Hayat

Hayat! Heyhat! Nasıl kapıldım; sevdanın kan kokusu güzelliğine, Nasıl koptum kendi öz canımdan. Dal dal, Nasılda ayrıldı dostluk ve sevda filizleri, Bu keder ağacından...

yazı resim

Hayat!
Heyhat!
Nasıl kapıldım; sevdanın kan kokusu güzelliğine,
Nasıl koptum kendi öz canımdan.
Dal dal,
Nasılda ayrıldı dostluk ve sevda filizleri,
Bu keder ağacından...

Beyhudeymiş; anladım, bütün kaçışlar,
İnsanın kendine dönük yolculuğundan.
Bütün umutlar ve mutluluklar,
Bir an!
Yalan!
Koskoca bir yalan şimdi;
Dostluklar ve sevdalar,
Bütün özlemlerim koca bir yalan şimdi.

Ey benim divane susamışlığım,
Söyle kanmadın mı serabına aşkın,
Dost elinin uzattığını bal sanmadın mı?
Tüm yaşamışlığım benim,
Enkazıdır içimde yıkılmış bir şehrin.
Duysun feryadımı yüzeliğine sevdalandığım dağlar,
Vardığım varacağım yine yalnızlığımmış.
İnkar mı edeceksin?
Söyle!
Yoksa isyan mı kaderine?
Ey divane!
Tanrı şiirini,
Seninde alnına böyle yazmış...

Yalnızlığım,
O eski hüznüm benim.
Gecelerimin mistik kokusu,
Ufkumun ulaştığı son yitik limanım benim.
Çocukluğumu gözlerinde bırakmıştım,
Bulamıyorum!
Bir kibrit çakıyorsun göz bebeklerimde
Ve gölgenin ne yana düşeceğini bilmeden
Gözlerimi sende bekletmek
Acıtıyor içimi...
Yine de rüzgarına seriyorum gövdemi,
O ıssız kudretinle, al beni!
Al beni çocukluğumdan,
Önce umutlarımdan vazgeçiyorum,
Hayallerimden,
Vazgeçiyorum çocukluğumdan,
Vazgeçiyorum gazoz kapaklarımdan,
Kibrit çöpleri ile oynadığım tüm oyunlardan,
Vazgeçiyorum!
Vazgeçiyorum!
Al beni, kurtar kimsesizliğimden...

Başa Dön