Hayatı hissetmek
Renkleri anlatmak istiyorum. Çiçeklerin renklerini, kuşların rengini, kelebeğin, yaprağın, suyun, seher vaktinin, sisli bir köyün rengini anlatmak istiyorum. Onları hissetmek istiyorum.
Çiçeğin koyu pembesi, içindeki saf beyazı, dallarındaki en harika yeşilleri beni alsın götürsün bu dünyadan. En sevdiklerimle buluştursun. Sevgime aracı olsun. Sevgimi anlatsın, sevdiğimi söylesin ben söyleyemediğim zaman.
Yaprağın üzerine tüm zarafetiyle konan o mavi kanatlı kelebek bana özgürlüğümü sunsun. Birkaç gün olsa bile bana özgürlüğün değerini öğretsin.
Kuşları hissedeyim cıvıl cıvıl sesleriyle, renkleriyle. Bana gelecek vaat etsin, bana umut vaat etsin. Yüreğimi oynatsın yerinden. Ayaklarımı yerinden kessin. Unuttursun derdi kederi. Beni uçursun hep o istediğim meleklerin yanına.
Su olmak isteyim suyu gördüğüm zaman. Hep gezeyim. Hep o eşsiz sesi yayayım. Herkes mest olsun. Herkes imrensin berraklığıma.
Seher vaktinin rengini tanımlamak istiyorum. Bu renge bir ad koymak istiyorum. Ama önce yaşamak istiyorum bu anı doya doya bütün hayallerimle, bütün sevdiklerimle. Ya da yürümek istiyorum yalnızca ben o vakitte, o kızıllıkta, bir başıma, sadece benle ya da sadece gölgemle. Titremek istiyorum o bilmediğim duyguyla birlikte. İçimde garip bir ürpertiyle birlikte yürümek istiyorum yol boyunca boş sokakta, sahilde.
Geleceğimin belirsizliğini tatmak istiyorum bazen de. 2 adım ötesini görememek. Sisli olsun bugün yaşadığım yerler. Bilmek istemiyorum, şekillendirmek istemiyorum hayatımı. Sadece hayatımın nesnesi olmayı arzuluyorum bugün. Artık hiçbir şey için kendim sorumlu olmak istemiyorum. Ne de olsa bütün sonumu o tepedeki sisli köy hazırlıyor. Vicdanım rahat. Şimdi güzel şeyler beni çok mutlu ediyor ve komik şeylere daha çok gülüyorum. Kederim ise en etkisiz seviyede. İşte bugün mutluyum. Gelecek kaygısı gibi bir terim yok benim kelime dağarcığımda…
Ben hayatı hissetmek istiyorum, renkler kadar renkli, renkler kadar çeşitli ve alacalı…
24 mayıs 2006, Çarşamba
funda