aşkının tılsımı bozuldu mu ne?
artık her gecemin,
uykuya komşu anlarında sen yoksun
sabahın ilk ışığında;
gözlerimin hayata döndüğü vakit sen yoksun
doğrudur; hala ismin geçtiğinde
incinir içim, yaralanırım
ama eskisi gibi durmadan akmaz kanım
durulurum, pıhtılaşırım...
her şiirim, nefesim gibi, ismini zikir ile başlardı
kah güneşe eş tutardım seni, kah mehtaba
yarım daire kaşlarını hilale benzetirdim
sana methiye ile biterdi şiirim; ben de biterdim
hilalin eksikliğini anlayıp,
dolunaya meylettiğimdendir beri,
ne meth etmek geliyor seni içimden,
ne de adını zikredip, aşka gelmek...
ki sen, eksiklerinle vucuda erdirilmiş,
içimdeki sonsuzluğa dermanolamayacak,
eksik bir mehtapsın; hilal'sin...
sana olan aşk eksik, çeyrek,
yetmiyor ruhuma...
ben aşkı bir bütün istiyorum yüreğimde!...
kızma bana; ben sana hala aşığım
ama, anla, hilale değil; dolunay'a açlığım
ve eksikliğinden dolayı suçlamıyorum seni
sen hala en güzel olan insan sevgili...
sana ulaşmak için can verecek,
çok erkek vardır elbet
ama ben onlardan değilim!..
ben sana değil sonsuzluğa vurgunum
hep bu yüzden kusursuzluk isteğim...