HİSSETTİREN ...
Başlık senin için mor gülüşlü kadın, belki bu yazıyı okursun, okumasan da olur, ama benim cinsimden, senin cinsine pek az yazıldı böyle şeyler, yada yazılanlar çokça karalandı. İşte sen bunun için iyi oku bu yazılanları…
Keşfedilmeyi bekleyen kadın, yok bir hünerin aslında, gülüşünü, kirpiklerini çıkarttın mı suratından, minik ellerini yok saydın mı? Birde istiklalde ki barı dinamitledin mi kökünden, ne senden eser kalır, nede benden. Sen hep bir yok oluş gibisin, sürekli dört yapraklı yonca kadar bulunamayan. Aşk mısın? Bence değil! Ayrılık mısın? Belki! Ama ayrılık yakar bilirdim ben, adamın yüreğini, hayır sen, ayrılık kadar sıkıcıda değilsin. Sana bunun için hissettiren dedim.
Uzak bir gülüş gibisin, gazete sayfalarına sığmayan, bir teori kadar gri, anlaşılmayan şeyleri anlamama yarayan, saçmaladığım zamanlarda burada dur diye beni uyaran, sen sürekli hiç durmadan ve sıkılmadan KANAyanımsın… Kana karışmak kadar acilsin, bir rakı şişesinin belki son mide bulandıran ama içilmese de olmayacak olan kadeh gibisin, sen güneşli bir havada sarhoşluğum gibisin.
Beni de bir ara yazarsan sevinirim demiştin, yazdıklarımın zaten hep içindesin, sana daha öncede söylemiştim, sen bir daha piyano eşliğinde kendini, bir başkasına, bir kez daha gösteremeyeceksin.