Akşam olur düşer gölgem;
Lambamın insafına kalır,
Vurulmuş gibi yatar yüzükoyun
odamın halısız zemininde.
Ben kalkarım, o da kalkar.
-Bir de camdan geçen rüzgar;
Elma ağacının gölgesini de getirir
odamın perdesiz penceresinden
İşte böyle akşam vakitlerinde,
Biri köklü biri köksüz,
İki gölge buluştuğunda
-Yüzümü gökten yana çevirir,
güneşin nereye gölge düşürdüğünü düşünürüm.
Bizim gölgeler bulmuşken birbirini;
Köksüzlüğümü bastırır gibi ille de
farklı ülkelere bölünürüm.
Rüzgarsız akşam vakitlerini ise sevmem.
Onlar kokuları taşımazlar.
Hep olduğumuz yerde kalırız.