İnsan Hatası, Tevbe ve Allahın Merhameti Üzerine

İnsan, yaratılışı itibarıyla aciz, fakir ve zayıf bir varlıktır. Bu gerçek, insanın hem Rabbine olan ihtiyacını hem de hata yapma eğilimini açıkça ortaya koyar. Tarih boyunca insanoğlu, hatta Allahın seçkin kulları olan elçiler bile hatalar yapmış, acziyetlerini yaşamışlardır. Ancak onların hikâyeleri, hatalar karşısında nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiğini öğretir. Örneğin, Elçi Muhammed'in üzüntüsü, Elçi Yakupun hüznü, Elçi Musanın korkusu ve Elçi Yunusun öfkesi, insani duyguların elçilerde de var olduğunu gösterir. Onlar, bu duygularıyla sınanmış ve her biri sonunda Allaha sığınarak derslerini almıştır. Bu durum, bizlere hataların ve zayıflıkların insan olmanın bir parçası olduğunu öğretir. Önemli olan bu zayıflıklardan ders alıp Allaha yönelmektir.

yazı resimYZ

İnsan, yaratılışı itibarıyla aciz, fakir ve zayıf bir varlıktır. Bu gerçek, insanın hem Rabbine olan ihtiyacını hem de hata yapma eğilimini açıkça ortaya koyar. Tarih boyunca insanoğlu, hatta Allahın seçkin kulları olan elçiler bile hatalar yapmış, acziyetlerini yaşamışlardır. Ancak onların hikâyeleri, hatalar karşısında nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiğini öğretir. Örneğin, Elçi Muhammed'in üzüntüsü, Elçi Yakupun hüznü, Elçi Musanın korkusu ve Elçi Yunusun öfkesi, insani duyguların elçilerde de var olduğunu gösterir. Onlar, bu duygularıyla sınanmış ve her biri sonunda Allaha sığınarak derslerini almıştır. Bu durum, bizlere hataların ve zayıflıkların insan olmanın bir parçası olduğunu öğretir. Önemli olan bu zayıflıklardan ders alıp Allaha yönelmektir. Allahın bir ismi Müzekkidir, yani insanları her türlü kusurdan arındıran ve onları temize çıkarandır. İnsan, kendi çabasıyla mükemmel bir iman seviyesine ulaşamaz. Allah, insanları hatalardan arındırarak terbiye eder. İnsan, bu gerçeği kavrayarak kendi acziyetini kabul etmeli ve Allaha büyüklenmeden boyun eğmelidir. Zira hatalar, insana zayıflığını hatırlatır ve onu Rabbine daha fazla yaklaştırır. Kaderde işlenen hata bile, insanın eğitilmesi ve arındırılması içindir. Ancak şeytan bu noktada devreye girerek insanın moralini bozmaya çalışır. Ona sürekli aynı hataları yaptığını, asla düzelemeyeceğini ve kötü bir kul olduğunu telkin eder. Bu, şeytanın en büyük oyunlarından biridir. Müslüman, şeytanın bu telkinlerine kapılmadan hatalarından ders çıkararak yoluna devam etmelidir. Çünkü hata yapmak insanın doğasında vardır ve bundan korkanlar ancak münafıklardır. İblis ve Âdemin hikâyesi, insanlık için bir ibret vesikasıdır. Her ikisi de hata yaptı; ancak sonuçları birbirinden tamamen farklı oldu. İblis, yaptığı hatayı kabul etmedi, kibrine yenik düştü ve lanetlendi. Âdem ise tevbe ederek Allaha yöneldi, acziyetini kabul etti ve sonunda resullüğe layık görüldü. Bu iki tavır, insanın hatalar karşısında nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğini öğretir. Kibir ve enaniyet, insanın hatasını kabul etmesine engel olur. Tıpkı İblis gibi, kibirli bir insan da kusurlu olmayı kendine yakıştıramaz. Ancak tevbe etmek, insanın acziyetini ve Allaha olan ihtiyacını kabul etmesidir. Bu, insanı hatalarından ders çıkararak daha ileriye götürür. Hayat uzun bir yolculuktur. Bu yolda yürürken insan sık sık düşer. Ancak asıl önemli olan, düştüğü yerden kalkıp yoluna devam edebilmektir. İnsan, düşe kalka eğitilir ve benliğinden sıyrılarak Rabbinin terbiyesini kavrar. Her düşüş, insana kendi güçsüzlüğünü ve Allaha olan ihtiyacını hatırlatır. Ancak ayağa kalkanın insanın kendisi olmadığını, Allahın rahmetiyle ayağa kalktığını anlaması gerekir. Bu noktada Zümer Suresinin 53. ayeti, insanlara büyük bir müjde verir:
De ki: Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Bu ayet, Allahın sınırsız rahmetini ve bağışlayıcılığını vurgular. İnsan, yaptığı hatalar yüzünden karamsarlığa kapılmamalı, Allahın merhametinden umut kesmemelidir. Çünkü Allah, samimi bir tevbe ile kendisine yönelen kullarını affeder. Hata yapmak, insanoğlunun fıtratında vardır. Ancak bu hatalar, insanın eğitimi ve Rabbine daha da yaklaşması için bir vesiledir. Önemli olan, hatalarımızı görüp ders çıkarmak, samimi bir şekilde tevbe ederek Allaha yönelmek ve yolumuza devam etmektir. İnsan düşebilir, ama Allahın yardımıyla yeniden kalkabilir. Unutulmamalıdır ki her düşüş, Allahın rahmetine ve terbiyesine bir kapı aralar. Ve insan, Allahın bağışlayıcılığına inanarak bu yolda yürümeye devam eder.

Başa Dön