İnsan Neden Uyuşmak İster?

Modern çağda insanlık, teknolojik ilerlemeler ve maddi refahın artışıyla birlikte birçok alanda büyük başarılar elde etmiştir. Ancak bu ilerleme, insanın iç dünyasında huzur ve mutluluğu artırmamış, aksine daha derin bir varoluş krizine yol açmıştır. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre (NSDUH, 2017), 12 yaş ve üzeri yaklaşık 21,8 milyon kişi uyuşturucu kullanmaktadır. Aynı şekilde alkol kullanımı da yaygın bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır; 12 yaş üzerindeki Amerikalıların %52si alkol kullanıcısı, %24ü aşırı alkol kullanıcısı ve %7si çok aşırı alkol kullanıcısı olarak kategorize edilmiştir. Peki, insanlar neden bu tür bağımlılıkların kucağına düşmektedir?

yazı resimYZ

Modern çağda insanlık, teknolojik ilerlemeler ve maddi refahın artışıyla birlikte birçok alanda büyük başarılar elde etmiştir. Ancak bu ilerleme, insanın iç dünyasında huzur ve mutluluğu artırmamış, aksine daha derin bir varoluş krizine yol açmıştır. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre (NSDUH, 2017), 12 yaş ve üzeri yaklaşık 21,8 milyon kişi uyuşturucu kullanmaktadır. Aynı şekilde alkol kullanımı da yaygın bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır; 12 yaş üzerindeki Amerikalıların %52si alkol kullanıcısı, %24ü aşırı alkol kullanıcısı ve %7si çok aşırı alkol kullanıcısı olarak kategorize edilmiştir. Peki, insanlar neden bu tür bağımlılıkların kucağına düşmektedir? Bağımlılıkların altında yatan temel nedenlerden biri, bireyin bir anlığına da olsa gerçeklerden kaçma ve hayal dünyasına sığınma arzusudur. İnsan, yaşadığı problemler ve yüzleşmekte zorlandığı gerçekliklerle başa çıkmakta güçlük çektiğinde, uyuşturucu veya alkol gibi maddelere yönelerek kendini uyuşturmayı tercih eder. Bu kaçış, aslında bireyin modern dünyanın getirdiği mutsuzluk ve tatminsizlikle başa çıkamamasının bir sonucudur. Kaliteli ürünlere erişim, yüksek tüketim alışkanlıkları ve teknolojik kolaylıklar, bireyin mutluluğunu artırmak bir yana, onu daha da tatminsiz bir hale getirmiştir. Bu tatminsizlik, insanın hayata dair üç temel soruya cevap bulamamasından kaynaklanır:

  1. Ben kimim?
  2. Dünyada ne işim var?
  3. Ben nereye gidiyorum?
    Bu soruların cevabını aramayan ya da yanlış cevaplarla yönlendirilen bireyler, varlık krizi yaşamaya başlar. İnsanın bu krizden çıkışı, yalnızca kendini ve varoluş amacını anlamasıyla mümkündür. Fakat modern insan, genellikle bu soruları sormaktan kaçınır ya da maddi dünyanın sınırlı perspektifiyle cevap arar. Bu durum, bireyin kalbinde manevi bir boşluk yaratır ve bu boşluk, tatminsizlik ve mutsuzluk olarak kendini gösterir.
    Zariyat Suresinin 56. ayetinde belirtildiği gibi:
    Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.
    Bu ayet, insanın yaratılış amacını açıkça ortaya koyar. İnsan, Yaratıcı'sına kulluk etmek ve Onun rızasına uygun bir yaşam sürmek için yaratılmıştır. Fıtratına uygun yaşamayan bireyler, ne kadar maddi başarı elde ederlerse etsinler, içsel huzuru yakalayamazlar. Bu huzursuzluk, onları geçici mutluluk vaat eden bağımlılıklara yöneltir.
    Modern dünya, insanı yalnızca maddi boyutuyla tanımlar ve manevi ihtiyaçlarını göz ardı eder. Bu yanılsama, insanın anlam arayışını köreltir ve onu sadece tüketim odaklı bir hayata sürükler. Oysa insan, sadece maddi değil, aynı zamanda manevi bir varlıktır. Manevi yönünü ihmal eden bireyler, bu eksikliği fark etmese bile derin bir mutsuzluk hisseder. Bu hissi bastırmak için alkol, uyuşturucu veya başka zararlı alışkanlıklara yönelirler.
    İnsanın mutluluğu, yaratılış amacını keşfetmesi ve bu amaca uygun bir yaşam sürmesiyle mümkündür. Maddi dünyanın sunduğu geçici hazlar, bireyi asla tatmin edemez. Gerçek huzur, insanın Yaratıcı'sıyla bağ kurmasında ve hayatını Onun rızasına uygun şekilde düzenlemesinde saklıdır. Hayatın anlamını arayan bireyler, bu anlamı ancak Allaha kulluk ederek ve Onun emirlerini yerine getirerek bulabilir.
    Sonuç olarak, insanın uyuşma isteği, aslında bir anlam arayışıdır. Ancak bu arayış, yanlış yollarda devam ettikçe bireyi daha da mutsuz bir hale getirir. İnsan, kim olduğunu, bu dünyada ne işi olduğunu ve nereye gittiğini sorgulayıp doğru cevapları bulduğunda, gerçek mutluluğa ulaşabilir. Bu da ancak fıtratına uygun bir yaşam sürmesiyle mümkün olur.

Yorumlar

Başa Dön