işte zaman toz oldu şakağında
salya sümük köpeksi aşklar
hep aynı dilde anırır
çığlıklar ne kadar zarif gerdanında
gerdanında akan o morumsu günahlar
ekşimsi göz yaşı hasret damıtır mukabelesiz sevdaya
hangi damın penceresinden akan zerresin
düşün endamının kaçı kaç para
söylemeye dilim varmıyor
gözlerin kantarında hilekar bir ibresin
ve hayatın makus geçmişi olacaksın
o doygun gülüşün bir siluet ^ aç nefsimde
tamahkar bir fahişenin bedeninde
sayılı günlerin var yine
kırılgan omuzdaşım
başımın kötürüm ağrısı
beynimin içinde doğmaya olgun cenin
fikrim, zikrimin kuşkulu arazı
bir sesim var içreğine tecavüz etmeye talip
sivri sözcüklerim batar gizeminin tınazına
yalak dilim salyalar akıtacak erdemle zırhlanmış ırzına
bir kuyudan başıboş bir düzlüğe çıkmayı vaat ediyorum
zaman giderek toz oluyor şakağında
işin gücün hasıraltı
gizem daha da birikiyor,
şişkin ve şimşir mabedinde
yine anırmaya coşuyor çığlıkların
söyledim söyledim anlamadın