Bu askerleri doğuran analar namusluydu, onları doğuranlar da namusluydu, onları doğuranlar da namusluydu.
(Akka bozgunu sonrası Napolyon Bonapart ‘in ricat emri verirken söyledikleri)
Sanayi bakanımız Ali Coşkun bundan birkaç ay önce bir toplantı vesilesiyle bence çok önemli bir konuyu gündemimize taşıdı. Eline bir gazeteden kesilen sayfayı alan Coşkun oradaki çıplak bir kadını göstererek bu tür bir reklâmın örfümüze, adetlerimize aykırılığını ortaya koydu.
Mutlaka dikkat ediyorsunuzdur. Son zamanlarda kadınlar kendileri ile ilgili ilgisiz ne çok şeyde yer almaya başladı değil mi? Affedersiniz düzeltiyorum. İstismar edilmeye başladılar. Bayanların kişilikleri değil dişilikleri ön planda. Yoksa daha çok erkeklerin ilgi göstereceği bir otomobil fuarında mankenlerle son model bir arabayı tanıtmak neyin nesidir?
Öte yandan bayanların kitle kültürü çerçevesinde kendilerine sunulan ürünlerle adam yerine konulmadıklarını düşünüyorum. En bariz misali sabahları bayanlara yönelik programlar. Yahu kadınların en sulu, seviyesiz şarkılara oynamaktan, bir eve kapatılan insanların aşk(!) adına yaptıklarını tartışmaktan başka meseleleri yok mu Allah aşkına?
Kadın hakları deyince akan suları durduran feministlerin tavırları ise ayrı bir garabet. Üniversitelere, bayanlar inandıklarının gereğini yerine getirdikleri için-başörtüsü yüzünden-giremezken, hemcinsleri yarışma programı adlı seviyesizliklerde satılacak köle gibi hizaya dizdirilip erkelere beğendirilirken, sanki TBMM deki ya da TBMM’yi ziyarete gelen bayanların ibadet hakkı yokmuş gibi bayan mescidini kapatalım diyenlerin çıktığı bir ortamda zat-ı âlileri değil tavır almak fikir dahi beyan etmiyorlar. Sevsinler bunların kadın hakları savunuculuğunu.
Neyse siz bu yazının üstüne Efendimizin (S.A.V) veda hutbesini bir daha okuyun. Orada kadına -her türlü irtica söylentisine inat-nasıl haklar verildiğini bir daha hatırlayın.
‘O’na emanet kalın