içine sığabileceğini düşündüğün tüm günlerini de al yanına çünkü bir taş azalmıyor kesmiş olsa da düştüğü ses derin bir yerden atılıyor.. ayaklarıma batıyor hatalar.. halatlara dolanmış bir okyanus gibi iki yana çekiştiriyorum ellerini.. gitmeliyim gitmeler hep benimle diye.. yas diyorum.. ıslak ve rutubetli bir evde başlayan nakaratı lebiderya deryası sen olan bir telaşe bu..
sürdüm gözlerimi önüme.. karasına bulaştı matemim.. yeşil bir yankıdır şimdi ardında kalan o ırak bakışlarım.. bir dağ yamacına yağmıştır kar çoktan.. gittiğin yerlere kar bulaşmışsa eğer sana hiç bir karın kırmızı ağarmayacağına söylüyorum dinle! Dinle uyuşturan bir ..yansızlıktı senin bildiklerin.. iri dişleri ve daha da dipte.. tükenmekte ki sen karanlığın bile savrulduğu yerdesin.. gölgeli bir yalnızlık bu.. noktaları olan ve aslına bakarsan sadece naif bir şarkıydı hatırlamak istediğim.. sadece öldürmekti ve seni.. istediğim hiç bir şeyi anlatamadım sana.. hiç bir sesi ve harfi taçlamadım başına.. korkularını düşürmekten ve seninle iki defa susmaktan korktum.. sen aynalarla süslenmişken.. geç! bir sanrı gibiydin çünkü.. çözemedim bendeki serini.. anlamak ve bulaşmak istemiyorum daha çok..
içine sığabileceğini düşündüğün bir hatam varsa al
içine
beni.. ve ört kapıyı kendi üstüne.. içini benimle bile dolduramayacağın zamansız bir yerdesin şimdi.. bana bir şiir yazacaktın da sen
her sabah ve her sigara içimindeki o dağınık anlarda benim dışımda kalan ne varsa sen ettiğinden beri ben bir şiiri seninle unuttum ve henüz şimdi o vakit
çok
erken..
saçlarım kadar çok bir oluşta adına aşk dediğim bir yanılgıya gömdüm sesimi.. adımı bir daha sesleme e mi? yanlış bir şehirde doğan gözlerini bendeki kainata devirme ve ak üstümden yansız bir devinimle.. ak bir denize gömdüm yek bir ben seni..