Karanlığın Gözleri

Karanlığın gözlerini gördüm orada zirvede Tanrı yakındı, güneş uzak ERDEN ERKİN

yazı resimYZ

KARANLIĞIN GÖZLERİ...

Karanlığın gözlerini gördüm orada
çam ormanlarıyla gürleşen dağ zirvesinde
reçine kokusuydu sarhoş eden
zirvede insanlar Tanrı' ya daha da yakınlaşır
ay büyür, yıldızlar berraklaşır.

Kimbilir kimler geçti bu patika yollardan
papatyaları, sümbülleri, kekikleri, fesleğenleri
kimler kokladı bu kırçiçeklerini
bu renkler serasında hangi rengi sevdiler
acaba yeşilin tonlarını görmüşler miydi
avuçlarına almışlar mıydı omuzlarına konan
kelebekleri, uğurböceklerini.

Karanlığın gözlerini gördüm orada
sahi ne renkti karanlığın gözleri
mavi, yeşil, menekşe, yoksa başka mıydı
örneğin kömür karası, ya da zifir
şöyle azıcık eflatun olan içinde
ya da lacivertin patlıcan morunda
karanlık ne renk olmak zorunda

Karanlığın gözlerini gördüm orada
zirvede Tanrı yakındı, güneş uzak
sadece allımorlu, alacalıbulacalı
gölgeler vardı oynaşan ve reçine kokusu
sarhoş eden, büyüleyen, derince burnunuza çekilen
arada kuş sesleri karışıyordu derinden gelen.

Karanlığın gözlerini gördüm orada
deniz yok, kumsal yok, martı yoktu
tekneler de geçmiyordu üstelik
sadece çam ağaçları var gece gece
reçine kokusu ve yalnız geçen bir ömrün
yalnız kalmak korkusu vardı
sesi derinlerden gelen ızdırap türküsü çoktu
yarılanmış bir aşk, bitmemiş bir dans kadardı.

Karanlığın gözlerini gördüm orada
gün ışımak bilmiyordu zirvede
güneş doğar mıydı kimbilir
herşey öylesine uzak ve herşeyden yoksun
bir bakmışsın ki kaybolmuşsun
karanlığın gözlerini görmek gerek orada
güneşi anlamak ve Tanrı' ya yakınlaşmak
avuçların suçlu parantezini açarak havaya
hiç değilse arada bir günahlardan arınmak.

KARANLIĞIN GÖZLERİ...
ERDEN ERKİN...
(Uludağ'ın zirvesinde bir yaz gecesi...)

Başa Dön