Bir denizin yosun kokusunda çırpındı gönlüm
Bir kuşun kanadına takıldı ömrüm
Bir kurşun adına vuruldum öldüm dersem
Hüznümü anlar mı kimse
Bir gökyüzünden düşen yağmur damlasında gördüm gözlerini
Bir bahar ayındaki çiğ damlası söyledi bana sözlerini
Bir kahır çayındaki düşen yaprak gibiydi saçları dersem
Güzelliğini görür mü kimse
Ben okyanuslarda kaybolmuş karaya bile vuramayan bir balıktım
Ben kuşun kanadında bilinmez bir diyara giden bir yaratıktım
Ben düşün adına gerçeği hep satandım dersem
Beni tanır mı kimse
Ben o gidince yeşil martıların bulunduğu yerde kaldım
Denizin mavi kaldığı yerden haberini aldım
Ama kaldığım yerde deniz turuncusundan da aldım desem
Beni anlar mı kimse
Senden sonraki beni görür mü kimse
Acımı tanır mı kimse
Ama seni kaybedince hiçbir şeyim kalmadı
Her şeyimi kaybedince gözyaşım durmadı
Hüznüm gözyaşımla beslenip dallandı budaklandı
Duygularım sözlerim sensiz daha basit kaldı
Kayboluşum ise daha karmaşık bir hal aldı dersem
Belki sen anlarsın beni
Belki de herhangi biri
O zaman benim yerime ağlar mı kimse
Tekrar varlığını sağlar mı kimse
Ama sen benim yerime ağlama
Gel de benimle birlikte ağla
Varlığını benden uzakta sağlama
Gel de benimle birlikte sağla
O zaman benim yerime ağlayan her kimse
Tekrar varlığını sağlayan her kimse
Ağlamasın gülsün artık bizimle
Kendi varlığını da sağlasın bizimle