Kendini Başkasıyla Tanımlamaktan Vazgeç

Zaman duvarlardan sıvaları koparır gibi insanları da söküp atmakta hayatından. Sabırla, tek tek taşlarını dizdiğin duvarları yıkmaya çalışmaktasın artık. İnsan dünyada en kompleks varlık iken yetmemekte sana. Arzudan arzuya, duygudan duyguya atlatmakta seni. Sanki ip atlatır gibi.

yazı resim

Zaman duvarlardan sıvaları koparır gibi insanları da söküp atmakta hayatından. Sabırla, tek tek taşlarını dizdiğin duvarları yıkmaya çalışmaktasın artık. İnsan dünyada en kompleks varlık iken yetmemekte sana. Arzudan arzuya, duygudan duyguya atlatmakta seni. Sanki ip atlatır gibi. Artık resimlerinde kol ve bacak çizmek istemezsin. İnsan hem bir ettir kasap dükkanında hem de duygudur bir kedi duyarlılığında. Dağ çizsen yalnızlığın uçurumlaşır. Yağmur çizsen kaleminin ıslaklığında, bulutlara mahkum olursun. Uzay bir boşluk halinde kuşatır seni. Yıldızlar ışık saçsa da karanlığına, uzak mesafeler çıkarır karşına. Ne yaparsan yap, kuşatılmış bir şehir gibi mermi yağar topraklarına. Yaşamın yasemin kokulu bahçelerinde gül gül diye ağlarsın. Bir gül özlemiyle yanar yüreğin. Bir ilkbaharsa mevsim ve ortalık çiçeklerle bezense de senin kaderin bir bülbül gibi gül gül diye feryat etmek olur. Zaman gözyaşlarını biriktire biriktire son kareyi bekleyip de ağlamanı beklemez. Daha filmin ilk karesinde gözyaşların boşalır göz çukurlarından. İnsan ağlarken yalnızdır. Çünkü seni ağlatacak çoktur. Bu yüzden en çok kalabalıkta ağlarsın. El ele tutuştuğun sevgili ister ki avuçların hiç boş kalmasın. Ellerini ellerinle doldurur da avuç dolusu su içmene engel olur. Sen ateşten bir şiir olursun da bütün mısralar dudaklarından dökülür. Kimse susadığını bilmez.
Herkes sözlerine ve dudaklarına hükmeder. Konuşsan karşındaki dinlemez. Sonra öyle bir susarsın ki dudaklarına hükmedenlerin adı diline gelmez. Zaman sana üzüntüleri verir, kimse almaz bu acıdan seni. Kimse üzüntülerine üzülmez.
Sonra bardak için sürahi, gül için bülbül, deniz için dalga, göz için manzara olmaktan vazgeçersin. İşte o zaman ağlamaktan ve kendini bir başkasıyla tanımlamaktan da vazgeçersin. Kendin için ateşten çember çizersin. Sana yaklaşan ne ayağına basar ne de seni çiğner. Kendi çemberinde yaşarsın. Sıkış sıkış bir yolcu olmaktan kurtulup özgürlüğe yol alırsın.
Yok yanımda şu var yok yanımda bu var. İyi de şekercinin yanında da helvacı var. Bırak bu işleri bu esnaflık sana yakışmıyor. Koş sporcu ol, çiz ressam ol, bağır türkücü ol, kendini başkalarıyla tanımlamaktan vazgeç.
Sen dolmuşta bir yolcusun yanında kimlerin olduğu çok mu önemli? Sen dağlar varken kum tepeleriyle oynuyorsun. Kum tepeleriyle oynamaya devam et! Deniz seninle dalga geçmesini bilir. Boksörler tek dövüşür; oysa sokak serserileri kalabalık dövüşür. Öğren dövüşmeyi. Yoksa sana siyah kuşak yok. Yumruk tek sıkılır. Tetik tek parmakla çekilir. Kendini başkasıyla tanımlamaktan vazgeç; yoksa anca horon edersin.

Başa Dön