Atılmış bir mektup, silinmiş bir yazısın artık. Nerede kiminle yaşadığın ne de ne yaptığın umurumda değil. İçimde yakıyorum sana ait mektupları, yazıları. İçimde soğuyan bir mavi alevsin artık. Alev renginde kızıl güller yüreğimde bitmeye başlıyor. Bitmeye başlıyor sana olan sevgim. Gün doğuşundaki kızıl renkler günümü renklendirmeye başlıyor. Sönüyorsun içimde. Soğuk bir mavi ışığa dönüyorsun. Ardından güneş ışıklarının sarı rengi kaplıyor her yanımı. Kibarca gidiyorsun. Şiiri tükenmiş bir şair gibi, yeteneği bitmiş bir ressam gibi kaybolup olup gidiyorsun. Ölüm döşeğindeki hastanın son nefesleri gibi gidiyorsun. Ben de gidiyorum, yaşamaya. nefes almaya, resim yapmaya, şiir yazmaya. Senin odunun bol olsun sen öyle yan. Ben gidiyorum aşkla yanmaya. Fakirliğin bitip tükenmeyen acıları gibi seni benim yokluğuma bırakıyorum. Bekle bir piyango belki vurur sana. Ben yüreğimin aşkla vuruşuna gidiyorum. Sen gittin belki ;ama ben seni terk ediyorum.
Senin hep hayallerin büyüktü. Seni ayılara, fillere, su aygırlarına, balinalara bırakıyorum. Ben kelebeklere, çiçeklere, su damlalarına, kıldan ince duygulara dokunmaya gidiyorum.
Ben soğudukça sen yanıyorsun içimde. Belki şu an eriyorum. Şunu bilmeni istiyorum. Eriyip eriyip kızıl gülleri suluyorum. Sen soğuk bir mavi ışığa dönüşüyorun. Kaybolup gidiyorsun maviliklerde. Ben de yelken açıyorum yeni ufuklara.
Mavi Işık
Atılmış bir mektup, silinmiş bir yazısın artık. Nerede kiminle yaşadığın ne de ne yaptığın umurumda değil. İçimde yakıyorum sana ait mektupları, yazıları. İçimde soğuyan bir mavi alevsin artık. Alev renginde kızıl güller yüreğimde bitmeye başlıyor. Bitmeye başlıyor sana olan sevgim.