Kimin Çocukları?

Onlar kimin çocukları?

yazı resim

Kimin çocukları?prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /

Karanlık bir sokakta yürürken, hiç sürekli ardına baktınız mı? Teninizde bir ürperti, aslında korkmamanız gerektiğini kendinize söylerken, bir gözünüz arkanızı kolladı mı hiç ? Rüzgardan değil de korkudan titrediniz mi? Küçükken oynadığınız oyunlar, arkadaşlarınız, nerede olduklarını, ne yaptıklarını bilmediğiniz arkadaşlarınız aklınıza geldi mi? Evdeki ailenizin sizi beklediği, çocuklarınızın bir gün sizsiz kalma ihtimali, ne yapacakları aklınıza geldi mi hiç?

Karanlık bir sokakta, bir akşam vakti...Çok değil saat 20.00. Kış saati, hava artık erken kararıyor. Etrafta bir kaç tane sokak lambası yanıyor, hava çok serin daha da sıkı sarınıyor mantosuna. Elleri ceplerinde yürümeye devam ediyor. Yolun kenarında bir kaç tane ağaç ve çalılıktan oluşmuş, şehir çocuklarına sorsanız park, bana sorsanız çalılıktan geçiyor. Az sonra evde olacak, ev sıcak ve güvenli...Tüm günün yorgunluğu kenara konacak ve yeni bir güne hazırlanılacak.

Park kılıklı yerden çıkmasına 2 adım kala biri ilerden el sallıyor, birşeyler soracak gibi yaklaştığında görüyor ki 9 yaşlarında, turuncu eşofmanlı bir çocuk. Yaklaştıkça elinde tortop ettiği bir şeyi kokladığını, elinin yüzünün kir pas içerisinde olduğunu görüyor.

-“ Abla!”

Ceplerini kontrol ediyor, bırak bozuğu son parasını otobüse vermiş beş kuruş yok cebinde.

-“ Bebeğim yok param”

-“ Abla ben para istemiyorum ki, senle yatmak istiyorum!”

-“ Ne diyorsun sen ya, düzgün konuşsana!”

Ne diyeceğini bilemez halde arkasını dönüp gitmek istiyor, oradan uzaklaşmak bu anı yaşamamış olmak istiyor. Birden birşey dürtüyor hemen arkasına dönüyor, henüz bir iki adım uzaklaşmış çocuktan. Arkasını döndüğünde çocuğun cebinden parlak bir şey çıkardığını görüyor. Karanlıkta gümüş gibi parlayan, siyah saplı birşey...

-“ Sakın deneme!” diye bağırıyor ve çocuğa bakarak 1-2 metre ilerisinde duruyor. Çock geri çekilmek ve saldırmak arasında tereddütlü. Arkasını dönüyor kız ve yürümeye başlıyor. 10 metre yürüdükten sonra bir cesaretle arkasına dönüyor yeniden. Çocuk elindeki parlaklığı hava kaldırmış ve sallıyor.

Yürümeye devam etti, ev az ileride duruyordu. Bir an önce varmak istiyor ama tenindeki korku sürekli onu rahatsız ediyordu. Sırtında bir rüzgar estiğini, kalbinin çarptığını ve her an bir bıçağın sırtına saplanacağını hissediyordu. Karanlık bir sokakta yürürken, sürekli ardına bakıyordu. Teninde bir ürperti, aslında korkmaması gerektiğini kendinisine söylerken, bir gözünü arkasını kolluyordu. Rüzgardan değil de korkudan titriyordu. Küçükken oynadığı oyunlar, arkadaşları, nerede olduklarını, ne yaptıklarını bilmediği arkadaşları aklına geliyordu. Evdeki ailesinin onu beklediğini, bir gün doğacak çocuklarının onsuz kalırlarsa ne yapacaklarını, ne olacaklarını düşündü...

Titreyen elleri ceplerinde, sırtında bir ürperti, gözleri dolu, “Bunlar kimin çocukları? Ve bu lanet olası hayatın neresinde, neden duruyorlar, bunu durduracak kimse var mı?” diye düşünerek hızlı adımlarla evine doğru yürümeye devam etti...

Başa Dön