Kırbaç
.............hastane yokuşundayım, epey can aldı bildiğim kadarıyla burlarda zaman. Şimdilerde yol geniş takılıyor kendi çapında, can pazarı tezgahları açılmış üstelik..
..............Bir ıhlamur ağacı vardı sağ tarafımda, buram buram sıhhat kokardı. Hastaneye inat, trafiğe inat. Onu da kesmişler ya ne fayda...
.............Kokunu özledim anne, umut kokardım sığarken dizlerine. Şimdi bir dolu cep umut olsa ne? Ellerim ceplerimde, çıkaramam anne. Çıkarırsam yol olurum özlemlere. Üzerime basıp geçerler anne. Utanmaz kahır, utansa kahır olmaz.
...........üst geçit alakasız bir yerde, oraya kadar yürünür mü be adam! doğrula yolu işte. en acısındayken bile zaman gülümsediğin gibi gülümse birde........
durakladım yol ortasında
bende ki seni düşündüm anne
çok ağladım mı doğduğumda?
yani hakettim mi burukta olsa gülümsemeyi?
yani göçebilir miyim anne?
kırlangıçlar gibi
hatırlanır mıyım sonra ki seneye?
baksana anne, buraya hayat diyorlar
bir kaç adım ileride
hayat nedir sence
karanlıkta kaybolur muyum?
oysa kalmak isterdim en az bir kıvılcımlık
benden geriye
herhangi bir yerde, bir kaç kelime
...........ne zor değil mi bir kaç adım fazla yürümek? oysa yazmak kolay olan. Her kalemi alan eline ya aşktan çeker, ya puşttan! ! !
............ ne katliam yapar gibi gelen hız budalası adam suçlu, ne de üşengeç beyinler bacaklarına hükmedemeyen. Suç geçidi uzağa yapanda zaten.
..........hani iki adım fazla atarsak ileriye, yobaz oluruz vesselam! gözünüzde
kaldı ki isyan bayrağını çekmiş göndere
özgürlükler adına kuşanmışsın körlüğü
gözlerinde şişeden siperler yürüyorsun ateşe
nerden biliyorsun insan sadece çürüyeceğini?
gidip geldin mi?
'' O '' seni korusun insan
bana göre şek yok
sana göre ya gerçekse
kime söveceksin mahşerde
........
..........
ellerimin çamurunu yıka anne
toprak kokulu elini öpmeye geldim...
Ali Aydoğdu
]