Kitap Taşıyan Eşeğin Durumu ve Kuranın Anlamını Kavrayarak Yaşamak

İslam, hem bilgi hem de eylem açısından derin bir öğretiye sahip bir din olup, bireyin sadece öğrenmesi değil, öğrendiklerini yaşaması gerektiğini vurgular. Kuran, yalnızca okunan bir kitap değil, aynı zamanda hayatın her alanına nüfuz eden bir rehberdir. Ancak günümüzde, bazı bireyler Kuranı okur, ancak anlamadan ve yaşamadan sadece bilgi edinmekle yetinirler. Bu durum, Kuranda kitap taşıyan eşek gibi bir benzetmeyle anlatılır. Cuma Suresi 5. Ayette, kendilerine Tevrat yüklenip de onu yaşamayanların durumunun, kitap yükü taşıyan bir eşeğe benzetildiği ifade edilir.

yazı resimYZ

İslam, hem bilgi hem de eylem açısından derin bir öğretiye sahip bir din olup, bireyin sadece öğrenmesi değil, öğrendiklerini yaşaması gerektiğini vurgular. Kuran, yalnızca okunan bir kitap değil, aynı zamanda hayatın her alanına nüfuz eden bir rehberdir. Ancak günümüzde, bazı bireyler Kuranı okur, ancak anlamadan ve yaşamadan sadece bilgi edinmekle yetinirler. Bu durum, Kuranda kitap taşıyan eşek gibi bir benzetmeyle anlatılır. Cuma Suresi 5. Ayette, kendilerine Tevrat yüklenip de onu yaşamayanların durumunun, kitap yükü taşıyan bir eşeğe benzetildiği ifade edilir. Burada, bilgiye sahip olmanın ancak o bilgiyi hayata geçirme ile anlam kazanacağı anlatılmaktadır. Bir insan, İslamın emirlerini öğrenmiş ancak bu emirleri hayatına geçirmemişse, bir eşekten farkı yoktur. Eşek, yalnızca yük taşır ama bu yükün içeriğiyle hiçbir ilgisi yoktur. İslam da böyledir. Bilgi, sadece akılda kalan bir şey değil, ruhu besleyen ve hayatı şekillendiren bir kaynaktır. Ancak Kuranı okumanın ve anlamadan geçiştirmenin, bu bilgiyi insanın ruhuna etki ettirmediği bir durumda, Kuran sadece bir yük haline gelir, bir eşek gibi taşınır. Bir adım daha ileri gidildiğinde, Kuranı anlamadan okumak ve bunu öğretmemek, kitap taşımayan eşek durumuna düşürür. İnsanlar, kitap taşıyan eşek gibi bilgiye sahip olabilir, ancak bu bilgiyi taşımayanlar ise hiçbir şey taşımazlar. Kitap bile taşımayan bu kişiler, hem anlamaktan hem de hayatlarına geçirecek derinlikten yoksun kalırlar. Kuranı anadilinde anlamadan okumak, onun gerçek manasını kavrayamamak, İslamın özünden uzak kalmak demektir. İslam, yalnızca kelimelerden ibaret değildir, o kelimelerin arkasındaki derin anlamları keşfetmek, insanı Rabbine yaklaştıran bir araçtır. Kuran, yalnızca okunan bir kitap değildir. O, düşünmeyi ve anlamayı teşvik eder. Sad Suresi 29. Ayette, Kuranın ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye indirildiği belirtilir. Kuranın mesajı, sadece bilgi edinmek değil, bu bilgiyi hayatımıza entegre etmektir. İslamda bilgi ve eylem birbirini tamamlar. İnsan öğrendiğiyle amel etmeli, hayatını öğrendikleriyle şekillendirmelidir. Allaha hakkıyla korkan kullar, Onun sonsuz ilmini ve sanatını takdir ederler. Fizik, biyoloji, astronomi gibi bilim dallarındaki her bir keşif, Allahın yaratma sanatının bir yansımasıdır. Bu yüzden Kuran, okumanın ve öğrenmenin önemini vurgular. İlk inen ayet Okudur. Okumak, insanı yalnızca dünyadaki gerçeklerle değil, aynı zamanda manevi gerçeklerle de buluşturur. Kuranı anlamak, insanın Rabbini anlamasına ve Ona daha yakın olmasına vesile olur. Kuranın her bir ayeti, insanın kalbine bir nur bırakmak için inmiştir. Eğer bu ayetler yalnızca lafızlarıyla okunup, anlamları üzerinde düşünülmezse, o zaman Kuran, sadece bir kitap olmaktan çıkar ve gerçekte bir anlam ifade etmez. Kuranın anlamını, kelimelerin ötesine geçerek, ruhsal bir derinlikte hissetmek gerekir. Anadilinde Kuranı anlamadan okuyanların durumunu, onları anlamadan öğretenlerin sorumluluğu büyüktür. İnsanlar, sadece harfleri okur, ancak anlamazlarsa, neyi yaşayacaklar? Hangi ahlaki öğretileri hayatlarına geçirecekler? Hangi mücadeleyi verecekler? Kuran, yalnızca bir okunacak kitap değil, yaşayan bir rehberdir. Anlamadan okunan Kuran, bir harflerden oluşan bir dizi olmaktan öteye geçemez. Oysa anlamak, o kelimeleri içselleştirmek, onlar üzerinden hayat kurmaktır. Kuran, bir yönüyle insanın iç dünyasını aydınlatan bir kitaptır; bu ışık, ancak anlamakla ortaya çıkar. Sonuç olarak, İslam, sadece bilgi edinmek değil, öğrendiklerimizi yaşamaktır. Kuran, her yönüyle hayatı kuşatan bir öğrettir; o yüzden bilgi ve eylem bir arada olmalıdır. Kitap taşıyan eşek benzetmesi, sadece bilgiye sahip olan ama bu bilgiyi yaşamayan bir insanı ifade ederken, kitap taşımayan eşek ise hem bilgiden hem de amelden yoksun olan kişiyi tanımlar. Kuran, bir okumadan çok daha fazlasıdır. O, insanın kalbine dokunan, onu Allaha yaklaştıran bir rehberdir. Kuranı anlamadan okumak, insanı gerçek İslamdan uzaklaştırır. Gerçek İslam, bilgiyi öğrenip, bunu eyleme dökmektir. Kuranın her bir ayetini anlamak, insanı Rabbine yaklaştırır ve onun hayatına gerçek bir anlam katabilir.

Yorumlar

Başa Dön