göverdikçe gönenen sevdaydık
yüreğimizde sarkaçlı saat tiki
söyle ne kaldı ki
bozdursan para etmez sözlerden
ne kaldı soruyorum
hercainin yırtık renginden
yağmurları paslanmış buluttan
bir de böğürtlen çalılarından ve sisten
zaman yadsırken düşlerimizi
serseri bir umarsızlık değil mi
biriktirdiğimiz dağarcığımızda
kendimizi öğüttüğümüz değirmenlerimizde
iki bıçak gibi birbirine bilenmiş
kıyılarımızda fırtına tanrıları
uyandığımız sabahlar
kokusu solmadı mı önce gülün
kapı önüyüz tenha akşamların tünediği
küflendi zaman
saksısını yitirmiş sardunyadan söz etme bana
ayrılıklardan ya da özlemlerden
çıkmaz sokak gibi geçerken içimizden
tabulardan söz etme bana
tabular ki gül makası
en güzel masallarımızı budayan