Kuranın Yeterliliği ve İnsan Hakları Üzerine Bir İnceleme

Kuran, insanlık için bir rehber ve hidayet kaynağıdır. İnsan hakları, fikir özgürlüğü, adalet ve toplumsal huzur gibi konularda evrensel ilkeler ortaya koymuştur. Özellikle inanç ve fikir hürriyeti, Kuranın temel sunduğu haklardandır.

yazı resimYZ

Bismillahirrahmanirrahim
Kovulmuş şeytandan Rabbime sığınırım. Rahman ve Rahim Allahın adıyla.
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır.(Bakara Suresi 256. Ayet)
Kuran, insanlık için bir rehber ve hidayet kaynağıdır. İnsan hakları, fikir özgürlüğü, adalet ve toplumsal huzur gibi konularda evrensel ilkeler ortaya koymuştur. Özellikle inanç ve fikir hürriyeti, Kuranın temel sunduğu haklardandır.
Kuran, bireylere inanç ve fikir hürriyetini tanır. Hiçbir birey, düşünce ya da inancı nedeniyle zorlanamaz veya cezalandırılamaz. Bakara Suresinin 256. ayeti, bu ilkenin en açık beyanıdır: Dinde zorlama yoktur. Bu ifade, dinin ancak gönüllülük esasına dayanabileceğini ve inancın kalpte oluşması gerektiğini ortaya koyar.
Kuran, bireyin Allaha karşı sorumluluğunu doğrudan bireyin vicdanına ve özgür iradesine bırakır. Allahın emir ve yasakları, insanın iç dünyasında bir yankı bulmadıkça samimi bir iman ve amel mümkün değildir:
Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin.(Gâşiye Suresi 22. Ayet)
Kuran, bireylerin inanç ve yaşam biçimlerine yönelik kısıtlamaları yalnızca kamusal menfaatin ihlal edilmesi durumunda gündeme getirir. Faiz, kumar, fuhuş gibi toplumu doğrudan etkileyen davranışlar yasaklanmıştır. Ancak bu yasaklar dahi bireyin özel yaşamını hedef almaz; aksine toplumun genel çıkarını korumayı amaçlar.
Kuranın mesajının saf ve özgün kalması için Nebimiz Muhammed, kendi sözlerinin yazılmasını yasaklamıştır. Hadisler bu yasağı desteklemektedir:
Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin. (Müslim, Kitab-ı Zühd; Hanbel, Müsned)
Nebimiz Muhammedin bu yaklaşımı, dinin saf bir temele dayanmasını sağlamayı amaçlamıştır. Ümmetler tarih boyunca Allahın kitabı yerine başka metinlere yönelerek sapkınlığa düşmüşlerdir:
Allahın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar. (El Hatib, Takyid)
Kuran, tek başına rehber olmaya yeterlidir. Nitekim Allah şöyle buyurur:
Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt vardır.(Ankebût Suresi 51. Ayet)
Nebimiz Muhammed hayattayken Kuran zaten yazılmış ve korunmuştur:
Satır satır yazılmış kitaba, yayılmış ince deri üzerine.(Tûr Suresi 3-4. Ayetler)
Bu durum, Allahın vahyinin eksiksiz bir şekilde tamamlandığını ve insanların ihtiyaç duyduğu tüm rehberliğin Kuranda bulunduğunu gösterir.
Kuran, bireylerin fikirlerini ifade etmesine izin verir. Ancak bu özgürlük, diğer bireylerin haklarına ve toplumsal huzura zarar vermemelidir. Söz gelimi, bir kişi ateist olabilir, sosyalist düşüncelerini savunabilir ya da İslamı eleştirebilir. Ancak silahlı örgüt kurmak, anarşi çıkarmak veya insan öldürmek yasaktır.
İran, Suudi Arabistan ve Taliban gibi örneklerde görülen baskıcı rejimler, ifade hürriyetini kısıtlayarak bireyleri münafıklığa itmiştir. Bu durum, Kuranın mesajıyla çelişmektedir. Kuran, toplumu zorla değil, hikmet ve güzel öğütle ıslah etmeyi hedef alır:
Onları Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır. (Nahl Suresi 125. Ayet)
Kuran, hem bireysel hem de toplumsal yaşam için yeterli bir rehberdir. Hadisler ve mezhep içtihatları, Kuranın temel mesajıyla çelişir ve ümmeti bölünmüşlük ve çatışmalara sürüklemiştir. Allahın kitabı, insanlığa rehber olarak indirilmiş ve korunmuştur. İslam, zorlamayı değil, bireyin özgür iradesini esas alır.
Şüphesiz bu Kuran, insanları en doğru yola iletir.(İsra Suresi 9. Ayet)

Başa Dön