Kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla.
Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat 56)
İslam, Allahın insanlara gönderdiği son din ve hayat rehberidir. Ancak bugün İslam toplumlarında, Kuranın özünden koparak geleneksel anlatılar ve halk arasında yerleşmiş yanlış inanışlar nedeniyle din, asıl anlamını yitirmiş durumda. İnsanlar, Kuranın rehberliğinde düşünmek ve yaşamak yerine, din adına aktarılan her bilgiye sorgusuz sualsiz inanma eğiliminde.
Kuran, Allahın mesajını insanlara ileten, onların hayatını şekillendiren bir kitaptır. Ancak ne yazık ki birçok Müslüman, Kuranı yalnızca Arapça okunan bir metin olarak görmekte, mesajını anlamaktan ve hayatına uygulamaktan uzak durmaktadır. Allah, insanlara Kuranı üzerinde düşünmeleri ve hayatlarını buna göre şekillendirmeleri için göndermiştir:
(Bu) mübarek bir kitaptır ki, onu sana indirdik; ta ki onun ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar. (Sad 29)
Ne var ki, birçok Müslüman, üç aylar, kandil geceleri veya mevlit gibi ibadet anlayışlarına odaklanıyor. Oysa bunların hiçbiri Kuranda yer almamaktadır. Bu gelenekler, yüzyıllar içinde oluşturulmuş, ancak Allahın indirdiği dinin bir parçası değildir. Kuranda olmayan bir ibadeti dinin bir gereği gibi göstermek, insanları Allahın yolundan saptırmaktır:
Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyleri din kıldıracak ortakları mı var? (Şura 21)
İslam toplumlarında kandil geceleri, teravih namazı, mevlit okuma gibi birçok ibadet türü Kuranda yer almamaktadır. Bu tür ibadetlerin dinin bir parçası olarak kabul edilmesi, insanları Allahın mesajından uzaklaştırmaktadır. Allah, kullarından yalnızca Ona kulluk etmelerini ve hayatlarını Onun emirlerine göre yaşamalarını istemektedir:
De ki: 'Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah'ındır.' (Enam 162)
Örneğin, tevbe etmek için özel bir geceyi beklemek veya bir şeyhe giderek onun önünde tevbe etmek, Kuranın öğretilerine tamamen aykırıdır. Tevbe kapısı her zaman açıktır ve Allah, tevbeleri kabul edendir:
Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O, gerçekten çok bağışlayandır. (Nuh 10)
Cihad, genellikle yanlış anlaşılmış ve sadece silahla yapılan bir savaş olarak yorumlanmıştır. Oysa cihad, Allah yolunda gayret göstermektir. Bu gayret, insanlara Kuranın mesajını ulaştırmayı, hakikati anlatmayı ve yanlış düşüncelere karşı fikri bir mücadele vermeyi içerir:
Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip-ayırt etmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? (Al-i İmran 142)
Cihad, sadece fiziksel bir savaş değil, aynı zamanda fikri bir mücadeledir. Bir Müslüman, inkârcılara karşı Kuranın delillerini anlatabilmek için, hem Kuranı hem de modern bilimsel ve felsefi yaklaşımları bilmelidir. Örneğin, Bing Bang teorisi evrenin yaratılışı hakkında Kuranın verdiği mesajları bilimsel olarak destekler. Paleontoloji, evrim teorisini çürütecek deliller sunar. Ancak geleneksel Müslümanlar, bu tür bilgi birikiminden yoksundur ve sadece geleneksel ritüellerle uğraşmaktadır.
Kuran, insanın ve toplumun hayatını değiştirecek bir rehberdir. Allahın rızasına ulaşmanın yolu, sadece belirli zamanlarda yapılan ibadetlerle değil, tüm hayatı Allaha adamaktan geçer:
Allaha ve Resulüne itaat edin; birbiriyle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir. (Enfal 46)
Sonuç olarak, İslam, Kuranı anlamayı, düşünmeyi ve hayatı Kurana göre yaşamayı emreden bir dindir. İnsanların, geleneklerden kurtulup Allahın kitabına yönelmesi, yalnızca Kurana uygun bir din anlayışını benimsemeleri gerekmektedir. Allah, Kuranda insanlara yol göstermiştir; bundan yüz çevirmek, insanı hüsrana sürükler:
Kim benim zikrimden (Kurandan) yüz çevirirse, onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz. (Taha 124)
Unutmayalım:
Kuran, her şeyi apaçık açıklayan bir kitaptır. Ona sarılmak, hayatımızın her alanında rehber edinmek, bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak yegâne yoldur. Bu yolu bırakıp geleneklere uyanlar, hem dünyalarını hem de ahiretlerini tehlikeye atmaktadır. Allahın mesajını anlamak ve yaşamak, her Müslümanın en büyük sorumluluğudur.
Kuran ve İslam: Gerçek Din Anlayışına Dönüş
İslam, Allahın insanlara gönderdiği son din ve hayat rehberidir. Ancak bugün İslam toplumlarında, Kuranın özünden koparak geleneksel anlatılar ve halk arasında yerleşmiş yanlış inanışlar nedeniyle din, asıl anlamını yitirmiş durumda. İnsanlar, Kuranın rehberliğinde düşünmek ve yaşamak yerine, din adına aktarılan her bilgiye sorgusuz sualsiz inanma eğiliminde.