Perde üç diye başlatılıp, misallendirilen bölümün içerisindeyiz artık. Klişeleşen birkaç olgu sınıfında var edilmeye çalışılan, gereksiz çabaların ekseninde oluşmaya yüz tutan anormalliklerin varsayımlarına erdirilmem, benim kısrak edalı inadımın artmasına neden oluyor. Kurulan hayaller denizinin ulaşılmazlığı yalnızlık marşının nakaratlarını hiç durmaksızın tekrarlatıyor. Bu garipliğin bodrumunda gezinen mahlûkatların verdiği zehir misali fitneleri düşünün. Ulaşılmaza adımlamanın amacını açıklama zorunluluğunu yerine getirmek için sezgisel eklentilerden faydalanmak, söz edilen yardımın algı düzeyine erişebilmek için steril bir zihin ortamında kayıtlı olmak şarttır. Yoksa ne anlatılanın nede kavranmak istenenin kıymeti kalır. Düşünülen zincirleme yadsımaların akıntısına karşı koyabilmek onurlu bir erdemin beraberinde belirlenmemiş zaman menzili dışarısında kalan sessiz çığlıklar korosu tenoru vasfını da getirir. Her gün ağarışında hislerimin salınımı çok eskilerde yıpranma taraftarı olan gönlüme dahi sinsi yaptırımların sinyalini veriyor. Kehanetler savurup, olanaksız badireler hükmünde kurgular deklare edilmesinin yükleyeceği kazanımların değerini, boyutunu betimlemenin sınırı yok. Nasıl arzu edilirse, ne ile bütünleştirilse, anlatım tarzından kaynaklı her türlü doğruyu içerisinde barındırabilir. Ama her nasıl oluyorsa beynimde istiflenen arşivin hiçbir köşesinde bunu yapmak istediğim kaydı bulunmuyor.
…
Arzum tek olan, arzum yok olan. İçeride olabilmek için baş koyulan yolun yapıtaşlarını yerlerine koymak.
Lal Cennetin Sunumu (Bölüm 3)
Bu garipliğin bodrumunda gezinen mahlûkatların verdiği zehir misali fitneleri düşünün.