Daha sen yokken yazıldı senin hikâyen,
Levh-i Mahfûz'da satır satır, harfi harfine.
Hangi yoldan geçeceğin, kaç nefes alacağın,
Hangi gözden yaş dökülecek, hangi dudak gülecek.
Seçim zannettiğin şey, zaten seçilmiş olan,
İrade sandığın güç, kudretin gölgesi sadece.
"Ben yaparım, ben ederim" diyorsun ama,
O diyen sen değilsin, seni dilettiren O.
Külli irade varsa, cüz-i irade yoktur,
Cüz-i irade varsa, külli irade silinir.
İkisi birden olamaz, bu çelişki değil,
Gerçeğin iki yüzü bu, anlayan anlar.
Yaprak düşer ağaçtan, rüzgâr sanırsın,
Oysa O diledi diye, o dal titredi.
Sen nefes alıp verirken, O verdi o nefesi,
Sen konuşurken, O konuşturuyor seni.
"İmtihan" der gelenekçi, "seçim hakkın var",
"Kader" der gerçek iman, "yazılan budur".
İkisi birden olamaz, çelişki bu zaten,
Ya imtihan vardır ya da kader kesin.
Sorular belli, cevaplar belli,
Sonuç belli, yol haritası çizili.
Sen yürürsün o yolda, adımların sayılı,
Çünkü yürüyen sen değil, yürüten O'dur.
Kimi bakar ama görmez, kimi dinler ama duymaz,
Gözleri var görmeyen, kulağı var işitmeyen.
Bunlar inkâr için yaratılmış, rolü bu onların,
Senaryoda karakterler, bilinçsiz oyuncular.
Sen ibretle bakarsın, onların haline,
Şükredip geçersin, kendi kaderinden.
Onlar oynar rolünü, sen izlersin filmi,
İkisini de yaratan, aynı Yönetmen'dir.
Aksilik dediğin şey, aslında en hayırlısı,
Sıkıntı sandığın olay, hikmetin ta kendisi.
Film seyrediyorsun sanki, koltuğunda rahat,
Gerilim, heyecan, neşe, hepsi senaryo.
Tevekkül budur işte, kadere razı olmak,
Ben değil O'dur diyen, huzura kavuşur.
Çünkü okuduğu kitabın, yazarı belliyse.
Sırça köşkten bakar gibi, hayata meydan okumaz,
Said okudu geleceği, vahyin nurunda,
Levh-i Mahfûz'a nazar etti, sırları gördü.
Kelimeler içinde saklı, işaretler mevcut,
Bilen okur satırları, bilmeyen geçer.
Ağaçlar kalem olsa, denizler mürekkep,
Yine bitmez O'nun kelimeleri yazıla yazıla.
Her harfin bir hikmeti, her noktanın yeri belli,
Sır ehli okur bunları, kalp gözüyle.
Ne mutlu ki yaşarım, kaderimle barışık,
Ne sevinir nefis benim, ne de üzülür gönül.
Çünkü veren de O, alan da O,
Bu oyunun yazarı da, yönetmeni de O.
Ben bir satırım ancak, büyük kitapta,
O yazdı beni oraya, O okuttu sana.
Şimdi bitiriyorum sözü, O bitirttiriyor,
Son noktayı da O koyar, ben sadece yazarım.