Mana İkliminde Seyrü Sülukun, Adam da Gaflet mi Bırakır A Gönül!

yazı resim

Nazarın senden başkasına yönelmesinde bir taacüp, bir firkat ve bir sızıntı yürekte. Yoldan alıkonuluş, seyri sülukta bir lahza oyalanış ve hicap. Dillerin terennümünde tekdüze nakaratlar. Özlenen huzur ve sükûna
büsbütün yabancı lügatte, tatminden uzak okumalar. Kıylü kaalin jürnalinde zorlama teskinler..Tekrarlar ve tekrarlar,kararsızlıkta karar kılmak ve aczi itirafta hikmet aramak, riyanın ser hoşluğunda dile dökülen öylesi konuşmalarda bir iğreti coşku! Taşkınlık…
Zaman, ahu vahlar ile serzenişe imkân verecek sınırsız bir sermaye değil a gönül! Ahfadan kevsere uzanan gönül ırmağına dal yine dirice. İrfanın yücelttiği esrar perdesini arala usulca. Oturduğun köşede masivadan büsbütün arınarak rikkatine dön geri. Ayıp ve kusur sımsıcak bir yüreğin soğumasında, şefkatle bakan gözlerin ışıltı ve fer’ini yitirmesinde. Tedirgin olma, hayat o cilve ve edasıyla tekrar ve tekrarlar içinde koşuşturup duracak yine. Hayy olanın huzurunda huşuda durmak varken bir görüntünün peşinde oradan oraya koşuşturmak niye! Ayıp ve kusurun zilletinden yakasını kurtarmış bir gönlün müşahedesi bambaşka yakînlara muştular vermekte. Dostun dostluğuna istekli dillerin kıraatı, kupkuru gönüllere hayat iksiri olmakta. İhlas ve yakînin teslim aldığı idrakın sükutunda, bilgeliği cehle mahkum bırakan bir bambaşkalık. Mesafelerin kısalması, zamanın genişlemesi, o ilahi aşkın sekrinde gönül kuşunun zaman ve mekân sınırlarının ötesine sarkması. Pişmanlık ama nasıl! An be Ânın şu neşveden mahrumiyet içinde israfına. Korku, akıbette bir yabancı yolcu gibi dost illerinden firkatte kalışa. Gül bahçesinin ravzasından ırak etme bizleri ey Yüceler yücesi kaadiri mutlak! İlahi lafzın ile semayı müşerref kıldığın o mübarek gecenin yüzü suyu hürmetine dualarımızın kabulcüsü ol.

Aydın AKDENİZ

Başa Dön