Gün ışığında herşey daha katlanılır göründü gözüne. İnsanlar koşuşturup duruyordu etrafta. Hepsinin yaşamaya, inanmaya değer bir amacı var gibi sanki, durup dinlenmeden konuşup, yiyip,içip, bir an bile duraksamadan yaşıyorlardı. Gün uzundu.
( belki gece daha uzun...) O ise hala kararsız.
Bir amaç bulmak!. Gerekli mi gerçekten yaşayabilmek için? Aslında zor da değil. Milyonlarca sebep var sarılabileceği. Ama onlara inanmak... İşte buydu ona zor gelen. İnanmak! Belki de eksik olan inançtı onda...
Ve birden bir ışıkla aydınlandı dünya. Güneşten daha parlak! 'O' nu gördü. Yine her zaman ki gibi, hiç beklenmediği bir anda çıktı karşısına. Konuştu su gibi ve gitti. Bir dokunuş... o dokunuş yine...
Bu muydu aradığı, özlem duyduğu. bir inanabilse...
Hiç izin vermeyecekti bir daha gitmesine. Ama inanç kıza yakışmıyordu bir türlü...
Ve gitti çocuk... kararsız adımlarla uzaklaştı...
Onun ne hissettiğini düşündü kız. Hayallere zorlanabilir miydi bir insan?
'' Evet, şimdi en baştan başlıyoruz. Ben çok güzel ve akıllı bir kadınım. Senin de bir zamanlar söylediğin gibi. Sense çok kibar ve yakışıklısın... Hala o zamanlar tanıdığım gibi. Aslında ( deli gibi aşığım sana,
tutuşuyorum, ellerim terliyor, titriyor sesim sen gelince. Deliler gibi istiyorum sana dokunmayı, dokunmanı) tanımıyoruz bile birbirimizi. Olsun, ne farkeder ki... Sen beni istiyorsun. Ben de hoşlanıyorum senden. Birbirimize hiçbir şey vadetmeden tesadüfen biraraya geldiğimiz anlarda deliler gibi sevişiyoruz, o kadar. Yani önemli birşey yok aramızda. Bir zaman sonra bu ateşte sönecek tabii. Ve sen belki de yine mi dercesine bir selam verip geçeceksin yanımdan... ve ben de hafifçe gülümseyip, bir saniye sonra devam edeceğim kaldığım yerden düşünmeye . Bu hikaye de milyonlarca benzeri gibi var olup bitecek. ( senin varlığın hayatımın en temel yanlarını sarstı. var olduğunu öğrenmeden önce iyiydim, mutlu ya da mutsuz, ama iyiydim işte... şimdi ne mut kaldı ne de umut edecek gücüm, ölüyorum senin için...). ''
Zor oldu hayalini kurmak çocuğun... Ve gitti çocuk... kararsız adımlarla uzaklaştı...İnsanlar koşuşturup duruyordu etrafta.