İç içe giren üç bebek
tahtadan;
matruşkalar! ..
öyle güzel boyanmışlar...
tutup sıralıyorum onları büyükten küçüğe
marş marş diyorum sonra
yürümeye başlıyorlar aynı kol,aynı bacak...
ne de olsa krallar önde yürür(müş)
bu işte bir terslik var(!)
tutup karma karış yapıyorum matruşkaları...
ne kral kalıyor ortada,ne de kraliçe!
kral da benim artık, kraliçe de...
kime ne? ..
en küçükte yaşar sevda yanım! ..
kimse bilmez yaşadığım aşkları! ..
kedilerle seviştiğimi mesela,
kuşlara türkü yaktığımı...
mesela menekşeyle öpüştüğümü bir bahar akşamı,
kimse bilmez
durup dururken
bir balık için suya düştüğümü...
sahi kaç yıldız vaat etmiştin sen bana?
yalancı! ..
ihanet edip gittin
başka yıldızlar vaat etmeye, başka birilerine...
olsun!
bu aşk bana göre değildi zaten..
senin aşkın denizler, gökler kadar büyüktü!
dar geldin bedenime!
bu yüzden
yerleştim matruşkaların en içtekine...
tarifsiz, tarihsiz, zamansız...
çünkü ben dev değildim ki!
“devlerin aşkı büyük olur” diye bir tümce vardı hatırla?
dev(i) bilsem, aşkını da ölçeceğim...
o masallarda kaldı annemin anlattığı...
annemin aşkı benimkinden de küçüktü biliyorsun...
o, bu yüzden daha küçük matruşkaydı...
en kocaman matruşka, görünen yanımdı:
etim, kemiğim, yüzüm...
saçlarım bir de! ..hırsına doladığın...
“çöz” dediğimde koparıp gitmiştin hani bir tutamını! ..
merak ediyorum, sakladın mı?
geride neyim kaldı?
boyalar altında yatan çirkinliğim, çirkinliğim altına gizlenen güzelliğim:
iyi yanım, dost yanım, arkadaş yanım! ..
lakin,
senin nişangahında delik deşik olmuş kilimim! ...
üstüne işlenmiş
diş izin, dudakların, yapışan ellerin...
bozduğun yerleri onarmadan gittin...
üstüne üstlük,
çaktığın kibritleri üstüme üfledin...
yani
sen üşüme diye
küllenen, çürüyen, dökülen, toprağa karışan yanım! ..
isyan yanım! ...
isyanımda çiğnenen, vurulan yanım! ..
bir bilsen!
o zamandan beri
linçlerdeyim! ..
ortada kalan matruşka sabrımd:
hayata katlanan, öfkeyi ufalayan taşkıran yanımdı yani,
yani! ..
yoksulluğumdu, yoksunluğumdu senden yana...
secdeye duruşumdu,
yakarışımdı tanrıya gizliden...
kabul edilmeyişiydi dualarımın...
yarını,
yarın yapan ana yanımdı bir de;
çocuktu, sevgiydi, derde derman oluştu..
açılan yaralara sürülen merhemdi, antitoksindi toksinlere karşı..
aşıydı salgınına direnen epidemilerin...
karanlık gecelere yaktığım ateşti, uykusuzluğumdu...
acısını çektiğim doğumdu...umuttu! ...
zamana meşale yakan tutuşturuculuğumdu...bilesin! ...
ah bebeğim, küçüğüm! ..
küçücüğüm...
dünyanın her yerinde,
kadınım, anayım! ...
matruşkayım! ..