Maviyle Huzur
.
Kocaman bir ayna
parlak, beyaz, ışıl, ışıl
elimde, yüzümde, bedenimde...
Tutmak isterken ellerimle,
kaçıyorken avuçlarımdan
ilerliyor içimi yakarak.
.
Tenim isyanlarda.
Denizin de gücü yetmemiş
mavisini korumaya.
Rengi bozulmuş dalgalar
vurdukça kayalara
aşınıyor her vuruşta bir parça.
Hırçın ve sert o seste
erimeye başlıyorum
kocaman aynanın ışınlarında...
Koşuyorum, koşuyorum
beyaza, yeşile, karaya çalmış maviye
ayağımı sürten taşlara aldırmadan
tenimde kocaman aynanın bıraktığı
ısıyı, şavkı bırakmaya....
.
Kucağındayım...
Sarmış tüm bedenimi
saçımın her bir tenine dek..
Bozulmuş mavinin serinliği
içime girerken
uzanıyorum sırt üstü ...
Yüzüme yansımakta hala
o kocaman parlak ayna...
Beyaz, yeşil, karalarla oluşan ebrulisinde
bozulmuş mavi
"Sen bana aitsin,
sen benimsin" diyor
bağıra, çağıra...
Hırçınca
bir kayadan kopardığı
küçük parçayı sunuyor bana
ona ait olduğumu ispatlarcai...
Ve
bırakıyorum kendimi
razı olarak yapacaklarına.
.
Sürüklüyor, sürüklüyor....
Parçasını elimde sakladığım kayalar
görünmez oluyor.
Parlak kocaman ayna
bütün görünce bizi
bırakıp peşimizi
alıp başını gidiyor
dağların ardına...
.
Değişmiş mavim ve ben
gidiyoruz birlikte
dalgaların kucağında.
Mutluyum bu yalnızlıktan
mutluyum sadece onun
beyazı, yeşili, karasıyla olmaktan.
Sarıyor mavim
yüzümü, gözlerimi, ağzımı, saçlarımı
okşaya, okşaya..
Tüm boşluklarım doluyor,
ağırlaşıyorum,
inmeye başlıyorum aşağılara.
Daha, daha,
daha iniyorum
yavaş, yavaş ahenkle,
isteyerek..
Ve
nefesim yukarılarda,
sesim yankılarda kalırken
bedenim
gerçek,
bozulmamış maviyle buluşuyor
derinlerde...
.
Soluksuz bir huzur içindeyim
elimdeki kaya parçasıyla ...
.
04/08/2004
Nesrin Göçmen
