Sınırsız sevgiler kaynar özümden,
Sevda türküleri gönül sazımdan,
Dökülüken ben de onun yüzünden,
Sonsuz hüzünlere dalar, giderim...
Biz dünyaya niçin geldik..?
Sen meyhaneci, ben de kıdemli müşterisi olmak için mi?
Gönlüm Agora Meyhanesi. Bu meyhanenin hem sahibi, hem de barmeni sensin. Gönül bardağıma sevda şarabını çiçek gözlerinle doldurursun.Ben içerim durmadan. İçtiğim her bardak kırılır. Sense yeniden doldurursun.
Gönlümün kırıklarından sızan sevgiler, kalemimin ucundan kâğıtlara dökülür. Şiir olur, roman olur, beste olur... Okuyan başka gönülleri de ıslatır.
Her seferinde ellerim uzanır sana.
-Bir bardak, bir bardak daha ver, ne olur?
Bir anda görünmez olursun. Hayal olduğunu, uzaklarda kaldığını, beni sonsuz hüzünlere saldığını anlarım.
Bir şarkı dökülü dudaklarımdan.
''Bakışı çağırır beni uzaktan,
Varınca çatılır, kaşlar nedendir?
Bir yandan hoşlanır azarlamaktan,
Bir yandan gözünde yaşlar nedendir?...''
İşte o anda dünyam kararır. Kendimi alkole veririm. Beni belki bu alemden uzaklara, sana yakın bir yerlere götürür diye...
İçtiğimi görenler bana yakıştırmaz. Bilmem ki, onlara ne?
Kafayı bozan, sevda ve özlem denizinde yüzen, gurbet yollarında ağlayıp, gezen benim. Ben doldurur, ben içerim, onlara ne?
Ateşten ırmakların içinde koşar, Ömer Hayyam'ın rübailerinde yaşarım.
Kızgın çöllerden eserek gelen toz bulutlarında, çamur yağmurunda, Leyla'nın gözlerinden, kirpiklerinden zerreler olduğunu bilirim. Leyla o zerrelerden bakar bana. Gülümseyerek...
Seni sorarım, Leyla'nın tozlarına.
Gönlüm sevda yollarında seferde, çare yok, düştüğüm derde. Seni ararım her yerde.
Bulamam.
Çılgınlar gibi arar, çılgınca özlerim seni.
Özlemin öldürecek beni.
Canıma kastetmiş gibisin.
Söyle.
Neredesin sen?
Mehmet Nacar
(Neredesin Sen'den)