Namazın Kökeni ve Kavramsal Anlamı Üzerine Bir İnceleme

yazı resim

Namaz, İslam dininin ibadetlerinden biri olup Kur'an'da "salât" kelimesiyle ifade edilmektedir. "Salât" kelimesi, yalnızca Kur'an'da değil, birçok dilde ve kutsal metinde farklı anlamlarla yer almıştır. Bu yazıda, "salât" kelimesinin etimolojik kökeni, tarihsel gelişimi ve Kur'an'daki kullanım bağlamı incelenecektir.

  1. Salât Kelimesinin Kökeni
    "Salât" kelimesi, Kur'an'da hem geniş anlamda ibadet hem de spesifik olarak namaz anlamında kullanılmıştır. Kelimenin kökeni, diğer din ve dillerle etkileşim bağlamında farklı anlam katmanlarını içermektedir:
    Sanskritçe: "Nâmati" fiilinden türeyen "nâm", saygı duruşunda bulunmak, dua etmek ve tapınmak anlamlarına gelir. Bu, fiziksel bir eğilme hareketiyle ilişkilidir.
    Süryanice: "Salât" kelimesi, eğmek, germek ve bükmek anlamında kullanılır. Süryanice'de dua etmek anlamına gelen "salût" kelimesiyle de ilişkilidir. Süryanice çeviri olan Peşitta’da "salât", ibadet ve dua anlamlarında yer alır.
    İbranice: Tevrat'ta "barak" ve "kneel" kelimeleri rükû ve diz çökme anlamlarını taşır. Bu terimler, Tanrı'ya boyun eğiş ve ibadet bağlamında sıkça kullanılmıştır.
  2. Kur'an ve Salât
    Kur'an'da "salât" kelimesi, hem fiziksel hem de manevi boyutlarıyla bir ibadet formunu ifade eder. "İkametü's-salât" ifadesi, namazın düzenli ve bilinçli bir şekilde kılınmasını emreder.
  3. Diğer Din ve Metinlerde Salât
    Namazın Kur'an öncesinde de diğer ümmetlere farz kılındığını gösteren deliller vardır. Tevrat, Zebur ve İncil'de de ibadet ve dua sırasında fiziksel hareketlerin önemine değinilmiştir:
    Tevrat: "Başlarını eğip ibadet ettiler." (2. Tarihler 29:30)
    Zebur: "Gel, yaratıcı YHWH'yi öv, önünde rukuya, secdeye var." (Mezmurlar 95:6)
    İncil: "Biraz uzaklaşarak secde etti." (Matta 26:38,39)
    Bu ifadeler, İslam öncesi toplumlarda da ibadet sırasında fiziksel eğilme, diz çökme ve secde etme gibi hareketlerin mevcut olduğunu kanıtlar niteliktedir.
  4. Kur'an'da Salât ve Yan Anlamları
    Kur'an'da "salât" kelimesi sadece namaz anlamında değil, farklı bağlamlarda da kullanılmıştır:
    Dua ve İstiğfar: "Ve onlara salli ol, şüphesiz senin salâtın onlara huzur verir." (Tevbe Suresi 9:103)
    İbadet: "Vay salât edenlerin haline." (Maun Suresi 107:4)
    Destek: "O ve melekleri sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size salât eder." (Ahzab Suresi 33:43)
    Kulluk: "Şüphesiz hepsi salatını ve tesbihini bilir." (Nur Suresi 24:41)
    Namaz kılmak: "Şüphesiz ben ben Tanrı'yım. Benden başka tanrı yoktur. O hâlde bana ibadet et. Ve öğüdüm için salatı kıl.(Taha Suresi 14. ayet)
    Bu kullanımlar, "salât" kelimesinin geniş bir anlama sahip olduğunu, ancak "ikametü's-salât" bağlamında namaz kılmayı ifade ettiğini gösterir.
  5. Namaz ve Dua Arasındaki Fark
    Namazın, belirli vakitlerde, belirli hareket ve okuma düzeniyle yerine getirilen bir ibadet olduğu açıktır. Dua ise kişisel ve spontan bir yakarıştır. Kur'an'da, namazın vakitlere bağlı bir farz olduğuna dair şu ayet dikkat çekicidir:
    "Şüphesiz salât müminler üzerine vakitli olarak yazılmıştır." (Nisa Suresi 4:103)
    Dua için vakit şartı olmamasına karşın, namaz için belirli vakitlerin emredilmesi, bu iki ibadetin ayrımını netleştirir. Bazı kişiler namaz kılmanın İslam dininde olmadığını iddia ederler ancak bu durum namaz kelimesinden kaynaklanmaktadır. Sanskritçe namaste kelimesi Farsça'ya namaz kelimesi olarak geçti. Farsça'dan namaz kelimesi Türklere geçti. Türkler ikametus salât yani salâtı kılmak yerine kullandılar. Yani "namaste" kelimesi Sanskritçe kökenlidir ve iki ana bileşenden oluşur:
  6. "Namah" (नमः) → Eğilmek, selamlamak, saygı göstermek anlamına gelir.
  7. "Te" (ते) → "Sana" veya "senin için" anlamındadır.
    Bu iki kelimenin birleşmesiyle "Namaste" (नमस्ते) oluşur ve "Sana saygıyla eğiliyorum" ya da "Sana selam olsun" anlamına gelir. Sanskritçe'de Kullanımı: Kutsal metinlerde, özellikle Vedalar ve Upanişadlar gibi eski Hindu metinlerinde geçer. Prakrit ve Pali Dillerine Geçiş: Budizm ve Jainizm’in yayılmasıyla birlikte "namas" formu Prakrit ve Pali dillerine de geçti. Hint-Avrupa Dil Ailesi ile Bağlantısı: Sanskritçe "namah", Latincedeki "nomen" (isim) ve Yunancadaki "onoma" (isim) kelimeleriyle aynı Proto-Hint-Avrupa kökenine sahiptir. Günümüzde "Namaste", özellikle Hindistan, Nepal ve yoga pratiğinde selamlaşma, saygı ve ruhani bağlılığı ifade eden yaygın bir sözcük olarak kullanılmaktadır.
    Farsça "namaz" (نماز) kelimesinin etimolojik kökeniyse eski İran dillerine dayanır.
  8. Orta Farsça (Pehlevî Dönemi):
    Kelimenin kökeni "namāč" ((𐭭𐭬𐭠𐭩𐭰) şeklindedir ve dua, ibadet anlamına gelir. Orta Farsça'da dini ritüellerle ilgili birçok kelime, Zerdüştî gelenekten etkilenmiştir.
  9. Avesta Dili (Daha Eski İran Dili, Zerdüştlük Metinleri):
    Namāz kelimesinin Avesta dilindeki karşılığı "nemangh" veya "namas"tır. Bu kelimeler eğilmek, secde etmek, dua etmek anlamlarına gelir. Avesta'da bu terim, özellikle ateş tapınağında ibadet edenlerin secde etmesini ifade eder.
  10. Proto-Hint-Avrupa Dili (Daha Eski Köken):
    Namāz, Proto-Hint-Avrupa kökenli "nem-" kökünden türemiştir.
    "Nem-" kökü, eğilmek, selam vermek, secde etmek anlamlarını taşır. Aynı kökten gelen kelimeler Sanskritçede de bulunur: Sanskritçe "namas" (नमस्) → Saygı, ibadet, secde. (Günümüzde Hinduizm'de "Namaste" selamında kullanılır.)
  11. İslam Etkisi ve Kullanımı:
    İran'da İslamiyet'in yayılmasıyla birlikte, Farsçadaki "namāz" kelimesi, Arapça "ikametus salat" kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaya başlandı. Daha sonra Osmanlı Türkçesi ve Urduca gibi dillere de geçti.
    "Namaz" kelimesi, eski İran dinlerinden (Zerdüştlük) gelen "secde etmek, eğilmek, dua etmek" anlamlarını taşırken, İslamiyet'le birlikte "ikametus salat" anlamında kullanılmaya devam etmiştir. Biz Kürtlerse namaz kelimesini kullanmayız. Bunun yerine nimej deriz.
    Namaz, tarihsel ve etimolojik olarak köklü bir ibadettir. Kur'an'da "salât" kelimesi, duaları, fiziksel ibadeti ve Allah'a kulluğu ifade eden geniş bir anlam yelpazesine sahiptir. Ancak "ikametü's-salât" ifadesiyle namaz kılmak, düzenli ve disiplinli bir ibadet olarak vurgulanmıştır. Namazın Kur'an'da yer almadığı iddiaları, bu kelimenin anlam derinliği ve bağlamsal kullanımları göz önüne alındığında geçersizdir.

Yorumlar

Başa Dön