ne zaman yüzleri örtülse gelinciklerin
ufukta kaybolur efkârlı bir muamma
filizlenir toprakta kurşun çekirdeği
köşe başlarında uyur tilkiler
tutuşur ortası dehlizlerin
ne zaman üşüse kör karanlık
çöle sürgün düşer kum tanesi
avuçlarında vaha taşır bir çocuk
kökleri sökülmüş gövdeler gibi
suyun toprağa vedası gibidir ayrılık
ne zaman dudakta kurusa nehirler
ılık bir çiy tanesi düşer alnından çimenlerin
beyaz bir uyku girer ansızın suya
ardına bakarken penceresinden evlerin
sonsuza yolcudur ummanda gemiler
Derkenar Sayı:11 Ekim 2005 ]