yanıp uçuşan kül serpintisi
ateşten hemen önceki beyaz gerdanıyla
içinde taşısa da tüm kırılgan grileri
yazabilmem için önümdeki sayfaya
ne çok benziyordu
okunmayıp kül olan serpinti kuşağından
.
.
yanmayıp köz kalan
birikinti kuşağına
ne çok benziyordu
benim hatalarım sizin hatalarınıza
benim sanrılarım sizin sancılarınıza
ne çok benziyordu
ve biz bir şeylere benzemeye ne çok hevesliydik
her şey herhangi bir renk giyme çabasındaydı
ışık sadece değdiği yerde akıl almalarda
gerisi bir karanlığın akıl almaz sonsuzundaydı
biz hiç bir şey olamama sırasındaydık
ve sonunda her birimiz bir öncekine benzerdik
ne bir
kuşak
tan
ne de bir
kucak
an kadar
bir renge veya gövdeye sahip değildik
ancak ateşten hemen önceki kül serpintisiydik
bir düş ile bir sayfa
üstünde yazmaya düşmüş değer`li okuyucuları
ateş dağınıklığıyla
ısınmadan ısıtmak
için
kül naifliği ile savurduk
ne -çok benziyordu suyu ateş ile yakmaya ne de su
dan aydınlıklar kurmaya__