belleğimi kapatmayı unutuyorum geceleri
ay düşüyor, bulandırıyor sularımı
olmazları kemiriyorum düşlerimle...
an'ın gamzesinde açan çehennem gülü
denizin kıyıya yaklaşması gibi ritmik
perdenin duvarın gözüyle bakıyor
yalnızlığın aksanıyla konuşuyorum ahmet abi
sözleri paslı masal şimdi yağmurlu kent
ateşin leşi içimde ağzını emdiğim kadın
kızıl vadi kör kuyu bilinci zorlayan ay...
yazın çağrısına kanmış toprak gibi
koştuğum ilk acı... ilk günah...
rüzgarın dondurmasını yalamış çocuktum
fotoğrafım ürkmezdi zamandan ahmet abi
yaşamın hangi sahnesinde yitti sesim
soluk soluğa serinlik yaprağımda güz
nereden alır kan kokusunu aç bir çakal
beni yok eden beni kim durduracak
söyle gözünü seveyim ahmet abi
sadece nuh muydu tufandan kurtarılacak
sırı nedir... neden "çürüdü su "
ay bulandırıyor sularımı, adımı ünlüyor
çiğ bir sancı... usulca yokluyor her gece
seziyor toprak... katıyor kendine
bilgece ısıtıyor koynunda bedenimi
ve biliyor bir insandan kaç selvi beslendiğini
anladım ki insan geceleri ahmet abi,
yastık değiştirdikçe ölüyor