“Nedir bu meçhule mektup yazma sergüzeşti ?” diye soracak olursanız. Size verilecek cevabı makul ve mantıklı bulmayabilirsiniz. O yüzden, bu sorunun cevabını vermeyi zamana bırakıyorum. Hani şu ışık hızı giden, yelesi şimşekten, toynakları arkasında toz bulutu bırakan fırtınadan ata.
Ayrıca bu cevabı sizlerle paylaşacak kadar güçlü ve cesur da değilim. Bu durumu ister ketumluk, ister korkaklık, isterseniz de ifşa kabul edin…
Kendi anlayışımca, sırrı ifşa etmenin haramlığına inan biriyim. Sadece kendime ait olanları değil, her insanın sırrını faş etmenin haramlığına… Ancak satır aralarındaki kırıntılarda ip ucu olursa o konuda yapabileceğim bir şey yok.
Düsturum, gönlümü ve sırrımı yalnızca sonsuzluğun sahibine açma noktasında. Kaleme aldığım derkenar yazıları,mektupların kime yazıldığı değil, neden yazıldığı noktasında ipucu verebilir ancak.
Cümle hurufat, ağız birliği etmişler, onlar dahi bu noktada benimle aynı duyguları paylaşıyorlar.
Zaman atı alabildiğine hızlı koşuyor, ona yetişmek imkansız. Ancak , bazı anlarını hurufat ehlinin desteğiyle zapt u rapt altına alabiliyoruz. Bundan maada yapabileceğimiz bir şey yok.
Takdir bu mektupları okuma teveccüh ve tenezzülünü gösterenlerin.
Gölbaşı,26.02.2010 İ.K