Anlamıyorlar...
Geçmişler karşıma
Hep bir ağızdan
Takdiri ilahî diyorlar...
Değil değil
Harun Usta’nın ölümü değil,
Beni üzen
Ayakta duramadığı o son fotoğrafta
Adına yakılan ağıtlardı... / Hepsi lafta...
Konuk olmayanlar hanesinde
Ev sahibi oldular cenazesinde...
Ne çok ağladı bacısı
Görseniz
Büyük sanırdınız acısı
Oysa altı yıldır konuşmazlardı
Her bayram, sabah erkenden
Ben büyüğüm demeden
Ayağına giderdi Usta
Kapıyı bile açmazdı...
Sebep de sebep olsa
Babası haksızlık etmişti
İyi olan bağı Harun’a vermişti...
Hayatına dökülmeyen dostluklar
Nasıl da göz yaşı olup aktılar
Boğazımın düğümünü
Çözüp de diyemedim:
Kalk Harun Usta
Kalk ve mutlu ol
Bak
Kabuslarındaki adamlar bile geldiler
Sağlığında selamı çalı olanlar
Mezarına güller derdiler...
İşte böyle gün oldu gece
Sen tabuta girince
Gerçek buymuş Harun Usta
Fazla söze ne gerek
Olanla, olması gereken arasında
Ölüm duruyor demek...
Esra Güzelipek