"Yazmak, varoluşsal krizinizi bir sonraki sayfaya erteleme sanatıdır." – Samuel Beckett (kurgusal)"

Özsuyum Dalımdan Bana Doğru Yükseliyor

Güneş parlıyor. Çok güzelim. Renkli, dolgun ve diriyim. Kopardılar beni dalımdan. Yediler. Çekirdeğimi denize attılar.

yazı resim

İçtim onu. Doya doya.

Birgün bir balıkla tanışmıştım, böyle dalında olgun bir şeftali olmadan yıllar önce. Sahip olduğu şeyin değerini bilmiyordu: ben damla damla içiyordum, o ise içinde yüzüyordu.

Günün birinde eğer yine karşılaşırsam onunla (ki bu çok zor), bu düşüncemi onun yüzüne açık açık söyleyeceğim. Ama... Ama eğer derse ki bana, “Ne güzelsin, dolgunsun, dipdirisin; çünkü her gün Güneş’in gülen yüzünü görüyorsun. Bense onun ancak gölgesini görebiliyorum. Bu yüzden de ne kadar renksiz, soğuk ve çirkinim. Sahip olduğun şeyin değerini bil...”

Ne cevap veririm?

Güneş parlıyor. Çok güzelim. Renkli, dolgun ve diriyim. Kopardılar beni dalımdan. Yediler. Çekirdeğimi denize attılar.

KİTAP İZLERİ

Çıplak ve Yalnız

Hamdi Koç

Hamdi Koç’un Hafıza Labirentinde Unutulmaz Bir Yolculuk: "Çıplak ve Yalnız" Hamdi Koç’un "Çıplak ve Yalnız" romanı, okuru daha ilk cümlesiyle yakalayan o nadir eserlerden: "Amcam
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön