Saat dört, hava daha aydınlanmamış. Karanlık hükmünü boş sokaklarda zalimce sürdürüyor,
karanlığın vatandaşları ise sokaklarda aylak aylak dolaşıyor. Elinde şarapla evsizin biri şarkı söylüyor
ama ne dediğini kendi bile bilmiyor, sadece mırıldanmadan ibaret. Güneşin yavaşça kendini
gösterdiği tepelerden bir ışık geliyor. Mavi soluk ışıklar; tepelerin ardından sürat ile geliyor, karanlığın
hükmünü bir nebze sendeletirken karşı binaya doğru yaklaşıyor. Bir ambulans gecenin dördünde
küfürler savuran sarhoşların gözünde bir parıltı yaratıyor. Sirenleri çalmıyor zaten bir araba bile
geçmiyor yollardan. Hırsızlıklara, yolsuzluklara, darbelere, devrimlere, cinayetlere, katillere,
cesetlere, kaçaklara, kaçakçılıklara ve bir sürü kirli pazarlıklarla oluşan drama şahit olmuş gece yeni
bir drama hazırlıyor kendini. Bütün binada sadece tek evin ışıkları yanıyor. Muhtemelen içinde panik
havasıyla beraber ölümünde gezindiği evin ışıkları onlar. Çocuk yatakta hareketsiz yatıyor, kolundaki
kemer bir yere oynamamış duruyor sadece biraz gevşek. Ağzının kenarında köpükler ve kendi
kusmuğu var. Muhtemelen uyuşturucu kullandıktan sonra yapmaması gereken en önemli şeyler
birini yaptı ve sırt üstü yattı. Hayat böyle işte, tek hata fişini çekiyor. Sex öncesinde biraz dünyayı
renklendirmek için her zamankinden biraz daha fazla uygulanmış eroin. Kızın seviştikten sonra
üstüne bayılıp kalması ve senin sırtüstü hayal dünyasına dalman. Rüzgarın senin safından esmemesi
ve kendi kusmuğunda boğulman. Kim bile bilirdi ki böyle sonuçlanacağını? Kimse. Belki Azrail bile
bilirdi ama buda onun işi sonuçta. Kız ayıldığında telefona sarılmış. Tuşları nasıl çevirebilmiştir sizce?
Pek zor değil aslında 1-1-2 sadece bu kadar. Peki sonrası? Ne dedi telefonu açan güzel sesli kadına?
Bilmiyorum, muhtemelen bunu söyledi. Bilmiyorum. Sonrasında rahatı bozulduğu için hastanede
edilen küfürler ve ne halt yiyeceğini düşünürken evde edilen küfürler birleşti. Küfürler, lütfen yardım
edinlere, ne oldulara dönüştü. Sedyeyi getirdiler ve çocuğun 25 yaşındaki bedeni yavaşça
yerleştirdiler. Ölmüştü nabız yoktu, kalp duralı çok olmuştu. Kız ise ağlıyor ne yalvarıyordu,
yapamayacakları şeyleri babasından isteyen bir çocuk gibi gelen görevlilere yalvarıyordu. Ama elden
ne gelirdi ki. Sedyenin üzerinde yolculuk devam etti. Bense kızın bağrışmalarını duyup yanan ışıkları
penceremden keyifle seyrediyordum. Ölümü seyrediyordu, paniği, hüznü ve pişmanlığı izliyordum. O
dakika karar verdim. Azrailin mesaisi bitmemeliydi. Çekmeceden silahı aldım ve anahtarı dahi
almadan dışarı çıktım. Asansörün aynasından kendime bakarken öldürdüğüm sağlık görevlilerin kanı
ile kirlenmiş yüzümü gördüm. Her katta planım daha da şekillendi kafamda. Önce sürücü
koltuğundaki elamanı indirecektim, hemen ardından yanındaki. Araçtan inmediğine emindim. Sonra
binanın girişti kafaya tek mermi ile sedyeyi taşıyan heriflerinde işi bitecekti. Ve jübilemi kızın
üzerinde yapacaktım. Silahı yüzüne doğrultum zaten korku ile bakan yüzünde ölüm korkusunun
oluşmasını izleyecektim ve tam o anda tetiği çekecektim. Hızlı adımlarla binada çıktım ve sevgili
komşularıma baktım. Hepsi ayaklanmıştı. 3. kattaki trans teyze hemen camın karşısına geçmişti
sonuçta büyük dedikoduydu hele birde birazdan yapacaklarımı görürse bir aylık malzeme çıkardı.
Ambulansa doğru gittim. Kızla beraber diğerleri kapıdan çıkıyorlardı. Kızın üzerinde hiçbir şey yoktu
sadece iç çamaşırları ile duruyordu. Halen yaşadığı olayın etkisindeydi. Tam tahmin ettiğim haldeydi
ama geç kalmıştım. Diğerleri ile uğraşamazdım zaman kaybı olurdu. Sakince kıza doğru yürüdüm ve
silahı çektim. Ama hiçbir tepki vermedi. İstediğim o korku yoktu gözlerinde. Gözleri vurursa vur
diyordu. Yanına gitmek ister misin? dedim. Başını salladı. Beni öldür diyordu. Etraftakilerle sadece
elime ve silaha bakıyordu. Yapmadım. Yapamadım, insan öldürmek korktuğum için değil gözlerindeki
o korkuyu göremediğim için öldürmedim. Sadece bir parmak hareketime bakardı ama yapmadım.
Silahı tekrar yerine koydum ve kız sanki bir şey olmamış gibi yanımdan geçip korkak. dedi.
Ambulansa bindi ve güneşin ilk ışıkları yavaş yavaş gözükürken geldi yöne doğru gitti. Korkak
değildim yanılıyordu o hiçbirşeyi kalmadığı için fazla cesurdu
Saat Dört
Yaşanmış bir olayın çokça değiştirilmiş hali. Camdan bakarken gördüğüm ambulans ve anında kafamda oluşan hikaye.