Sabun Köpüğünde Yaşayanlara...

Keşke varlığın beni bu kadar sarmadan vazgeçseydin...Şimdi git! -bile- diyemiyorum...

yazı resimYZ

Sabun köpüğünün pırıltısında yaşamışız her şeyi, yazık! Pırıltıyı daha da büyütmek istediğimizde ise elimize bulaşan ıslaklık dışında hiçbir şey bulamamışız… Koyu bir hayal kırıklığıydı yaşadığımız belki de… Sen hiç bu kadar masumunu görmemiştin, ben ise hiç bu kadar masum görülmemiştim. Kanatlarımı yeniden vermen miydi beni etkileyen hala bilemiyorum. Ama gözlerinde gördüğüm aksimde bembeyaz kocaman bir çift kanatı gördüğümde yeniden kendimi bulduğumu düşünmüş ve omzunda ağlamıştım.
Bu kadar çabuk olmamalıydı belki de… Bu kadar çabuk koparmamalıydın kanatlarımı… Daha özlemimi giderememiştim bile…
Sadece 2 gün müydü gözlerimde sabun köpüğü pırıltısı görebildiğin…?
‘Zamana ihtiyacım var..’
‘İstediğin kadar zaman al, ama sonunda her şey yine eskisi gibi olsun!’
Bu kadar sade olmamalıydı. Ama ağzımı açıp sana ‘git…’ bile diyemedim. Kelimelerin bu kadar ağır olduğunu hiç düşünmemiştim. Öyle ki, sen gözlerimden bir cevap beklerken ben sadece susuyordum. Biliyor musun, bir daha hiç konuşamayacakmışım gibi gelmişti.
“bu sabah bir umut var içimde
nasıl olsa geri gelirsin diye,--ve ben hala konuşamıyorum--
her şey yerli yerinde..
bu sabahların bir anlamı olmalı…”

Sen, bugün bana hiç olmadığın kadar yakınken, ve ben hiçbir şey söyleyemeden otururken, içimdeki tüm seslerin dili tutulmuşken, hani “biz” olmaya bu kadar yakınken, o masada “ben”den yalnızca 2 cümle asılı kaldı:
“keşke varlığın beni bu kadar sarmadan vazgeçseydin…
Şimdi git! –bile- diyemiyorum…”

Başa Dön