Yedi kat eller ağlar hicranıma. Katlime ferman yazılmış duruşun. Ömrümün son deminde doymak sana. Ruhumun hicretini beklerken gözbebeklerinden içmek şarabı. Öykümüzün şerefine kaldırmak kadehimi. Bir buse yeter derin uykulardan uyanmama. Bakışlarındaki ölümsüzlüğü kabullenmeme yeter kudretin…
Yoksun. Günüm farksız gecemden. Cefan günahımın bedeli mi dersin? Vefasızlığının diyetini ödüyorum. Felek yüreğime kızgın demirlerle kazımış adını doğarken. Sana ısmarlanmış ömrüm. Muradımdan kesmedim umudumu. Aşkına ermiş, aşkına kamil, tavrına hayran sevda ötesi bir yerde gelip yaralarımı sarmanı bekliyor köhne bedenim. Gönlümün kuytularında hüznümle besleniyor ıslak umutlarım.
Bu sana son serzenişim. Sesim içimde boğuluyor. Sonsuz vadilere ekmeli sevdamın tohumlarını. Başak başak kök salmalı, nesilden nesile yeşermeli, destanlar yazılmalı gözlerine. Doksan dokuz dilde seviyorum seni. Yedi iklimde seviyorum. Seviyorsa insan yokluğunda da yaşatmasını bilmeli sevdasını. Toprağın altına girene dek emanet bedeni taşımalı yüreğinde yarin adını.
Gel, gözümün nuru, hergün bir sayfa daha eksiliyor ömürden. Gel, son nefesi gözlerinde verene kadar tüketelim aşkı. Tükenelim hayatın hızına inat. Yine bak en katışıksız halinle gözlerime. Aşk eğilsin önünde. Aşk kelimesi yetersiz kalsın bakışlarına. Ölümsüzleştirelim , kutsayalım öykümüzü.
Ertelenmiş hislerinle doyur ruhumun sana açlığını. Böylesi sevene çok görme vuslatı. Gel. Cennet bağında açılmamış tek bir sümbül kalmasın. Gel gözlerimde gör sana aitliğimi.
Sana Ismarlanmış Ömrüm
Felek yüreğime kızgın demirlerle kazımış adını. Sana ısmarlanmış ömrüm...