Dikkat et sözüme ey Âdemoğlu
Kendimi sizlere bir eden benim
Hürmet et izime ey adem oğlu
Var olan her şeyi var eden benim
Kâdir’im, acizlik atına binmem
Alim’im, yalana, riyaya kanmam
Azim’im, billâhi sözümden dönmem
İkrarın bozmaya ar eden benim
Hâkim’im, ben böyle bulduğum için
İlimde bir umman olduğum için
İns’i zerre içre saldığım için
Senin idrakini zor eden benim
Her türlü zorluğa gücün yetiren
Altı gün içinde işi bitiren
Arzın her yerinden toprak getiren
Âdem’i yoğurup, er eden benim
İblis niyetini ayan edince
İlmine aldanıp ziyan edince
Âdem’i görerek isyan edince
Onu huzurumda hor eden benim
Can verdim Âdem’e, halife sayan
Türlü nimetleri önüne koyan
Aklından geçeni anında duyan
Cennette haramı bar eden benim
Şeytan hilesine yılan uyunca
Âdem ki Havva’yı doğru sayınca
İkisi buğdayı yiyip, doyunca
Haramı yüzüne kir eden benim
Çıkarıp cennetten, salan dünyada
Bir güzel öcümü alan dünyada
Her kese bir umut olan dünyada
Onların sesini gür eden benim
Kimine barışı Kadeş’te sunan
Kimine kendini güneşte sunan
Kimine rehayı ateşte sunan
Ateş i Nemruta sur eden benim
Esması ulaşsın diye yarına
Nübüvvet bahşeden Nil’de Harun’a
Zenginlik vererek nice Karun’a
Sevinç nidasını zâr eden benim
Kimine Bırahma, kimine Buda
Görünüp, onları çeken umuda
Davut, Musa, Eyüp ve de Mahmud’a
Meleğim Cibril’le car eden benim
Her dem yalvarırdı boynun bükerek
Ala gözlerinden yaşlar dökerek
Sadece ruhunu göğe çekerek
Pedersiz İsa’yı sır eden benim
Adım anıldıkça solduğu için
Ezelden aşkımla dolduğu için
Âlemde Habib’im olduğu için
Ahmet’i gönlüme yâr eden benim
Dörttür dedim sahabenin üstünü
Sırayla gezdirdim halef postunu
Adı güzel Muhammed’in dostunu
Her iki dünyada çâr eden benim
Sırrımı bildirdim bazı veliye
Bana vâkıf olan döndü deliye
Tarikat sırdaşım İmam Ali’ye
Tasavvuf sırrımı tir eden benim
Bazen verdiğimle kör ettim ama
Bazen cemâlimi dür ettim ama
Bazen celâlimi nar ettim ama
Hepsini bir zaman hür eden benim
Kimine şaşırtan sol u sağını
Kimine yol eden Cudi Dağı’nı
Kiminin yeşertip gönül bağını
Dünyada gözünü kör eden benim
Zikrine güvenmem cahil kuların
Daim yanındayım akil kulların
Sırrımı saklayan ehil kulların
Ahret makamını ser eden benim
Türlü nimet veren ağaya, beye
Emrimce hayıra sarf etsin diye
Sorarsan “Mansur’a bu mu hediye”
Ona da vuslatı dâr eder benim
Anlayan nadirdir benim dilimi
İşaret ettiren sin’de Selim’i
Muhiddin Arabi denen kulumu
Cami eşiğinde zer eden benim
Pervâne’m vardır ki gelir yoluma
Hâl’den verdik ona birkaç kelime
Sizler hoşça bakın benim delime
Kendine firkati hâr eden benim