"Yarın 13 Ekim. Bazı fikirler, tıpkı bazı insanlar gibi, çok yaşlanmak için yaratılmamıştır." - Oscar Wilde"

Sen Gittin / Ben Böyle Hüznünle Başbaşa Kaldım

Gelen / gitti / Her giden vefasız çıktı / unuttu. /

yazı resim

Gelen / gitti
Her giden vefasız çıktı / unuttu.
(Yetmezmiş gibi )
Ardından bir de sen gittin.
Yokluğunda ağzım dilsiz
Yatağım öksüz .
Gizlenmiş duvarlara / kokun ve sesin,
Artık / açılmayan sandıklarda ömür tüketen
Naftalin kokan bir giysi gibisin.

Susayıp
Bir bardak suya uzandıkça
Ve sıcak ekmeğe dokundukça
Anılar gelir / dikilir karşıma.
Ne penceremde ayışığı
Ne / saçlarımda rüzgâr gibi oynaşan
Ellerin var şimdi...
Aradığım hiçbir şey yok yerinde
Muhtaç olduğum ne varsa / takılıp peşine
Yüreğimle birlikte / ardından kaybolup gitti.

Yalnız bana kalleş göçmen kuşlar bile
(Son yolculuklarında)
Taşıdılar umutlarımı sıcak ülkelere.
Takvimleri sorarsan / göstermez yeni bir gün
Mevsimler dersen / vefasız !
Kar yağdı doruklarıma ince ince / yokluğunda.
Artık ne bir sıcak bakış / yanıbaşımda
Ne de bir dost var / arada bir kapımı çalan.
Aldım koynuma / hasretlerimi / çaresiz / her gece
Sardım ellerimle kendi yaramı / acemice.
Kör karanlıkları /
( Anıları mayalayıp yalnızlığıma )
Kavuşturmaya çalıştım aydınlık sabahlara
Bir başıma.

Sen gidince
Sahip olduğum herşey
Nasıl da kayıp gitti avuçlarımdan!
Tutamadım...
Bir baktım
Saçlarım düşmüş anlıma.
Her telinde özlem / her telinde arsız yalnızlık
İşte acı gerçeği o an anladım...

Sen gittin
Ben böyle hüznünle başbaşa kaldım.

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön