Azar azar sevdim güneşi, ayı, yıldızları ve seni. Senin olmadığın günlerde güneşi, gecelerde ise ayı ve yıldızları severek geçti ömrümün yalnızlığı. Peki sen diye hitap ettiğim sen, senin adına yazdığım şiirlerdeki sen, ya romanlarımdaki, hikayelerimdeki, masallarımdaki, öykülerimdeki “sen” neredesin şimdi. Seni arayışım hiç bitmedi ve bitmeyecek gibi sanki. Sen hayellerimdeki, düşlerimdeki, gönlümdeki, aklımdaki neredesin, kiminlesin acaba. Benden ne kadar uzakta ve bana ne kadar yakınsın acaba. Sorularım bitmek bilmiyor bu gece. Sen sen ve yine sen varsın aklımda düşüncelerimde. Nereye baksam senin hiç görmediğim yüzün karşımda sanki. Senin varlığın sanki her zamankinden daha yakın bu gece bana. Belki uzak diyarlardasın beklide senin hayalinde benden bambaşka birisi var. Beklide hiçbir zaman seninle bir araya gelemeyeceğimiz bir başka dünyada yaşıyoruz.
Bu gece bir değişiklik yapıp yatağımda uzanmanın verdiği keyiften vaz geçip koltuğa oturup seni yazmaktayım. Her ne kadar rahatsız gelsede bana oturmak, ben yine aynı şarkıları dinleyip seni arayışımı sürdürmekteyim. Uzun uzun yollar var sanki baktığım duvarda gördüğüm, bir o kadarda yalnızlık dolu odamın içi. Nedense sıkılmak gelmiyor içimde çünkü sen varsın bir hayalde olsan yanımda.
Bazen soruyorum neden sen diye kendime, neden Ayşe Fatma değilde sen. Neden tanıdığım birisi değilde sen ve neden ellerini tutup yüzünü görebileceğim, gözlerinin içine bakıp seni seviyorum diyebileceğim birisi değilde sen. Neden ve neden işte. Beklide imkansız olduğundandır, beklide erişemeyeceğim, uzanıp seni alamayacağım içindir. Ne bileyim işte bir sen varsın içimde bitmek tükenmek bilmeyen, günden güne içimde bir çığ gibi büyüyen, içimde yanan ateşleri yangınlara çeviren. Sahi sen kimsin? Dünyanın en güzel kadını değilsin, gözlerin benimkiler gibi kahverengi, saçların siyah, ne manken, nede büyük bir servet sahibi. Hiçbir özelliğin yok aslında beni sevmekten başka ve sevmek yine sevmekten başka. Sevilmekmi istiyorum yoksa sadece ama gerçekten sevilmek, benim seni görmeden sevdiğim gibi, seni görmeden yıllardır beklediğim gibi.
Derin bir iç çekip senin varlığını kokladım az önce, nede güzel kokuyorsun, beklide parfüm bile kullanmıyorsun ama yinede çok güzel kokuyorsun işte. Gülümsemen nasıl acaba ama yalnız benim için gülümseyeceğin gülümseme. Acaba sesinin tonu, ya küçük ellerin ve ellerinden çıkarmı acaba benim sana yazacağım şiirler gibi aşk dolu beni anlatan cümleler. Belki bu gece seni bulurum ve sen beni. Beklide benden sadece birkaç adım uzaktasındır,beklide yazdıklarımı okuyup bende seni bekliyordum dersin. İşimiz, hayalimiz, umudumuz yine beklilere kaldı yine ama çok özledim seni, ne olur daha fazla bekletme beni. Ne olur artık gel ve gözlerinde kendimi görmeme izin ver. Aç kalbinin kapılarını ardına kadar ve al beni içeri, sonra sıkı sıkı kapat kalbinin kapılarını ve kilit üstüne kilit vurup, pencereleri kapatıp, perdeleri örtüp sar beni sevginle.