Kör Şiirinin Hikâyesi: Serenay Özkan
2018 yılının Mayısında mavi duvarlarla örtülü sınıfında yine bir edebîyat dersindeyik. Ben dahil tüm öğrenciler günün son dersini dinleyip eve gitme telaşında. Gözlerimiz bir hocada bir de duvara çakılı eski saatte. Bir hocaya göre genç sayılan, zayıf parmaklarıyla kitabı kavralamış, her zaman hazır cevap edebîyat öğretmenimiz son on dakika kala bizden sözlü notlarını belirlemek için ezbere şiir okumamızı istemiş bulundu. Tabii herkes nasıl ezberleyeceğinin derdine düşmüş söylenip duruyor. Böylece ders sona erdiğinde hemen hocaya kendi yazdığımız şiiri okuyup okuyamayacağımızı sordum. Hiç itiraz etmedi. Sonraki günlerde onayını almak için yine yanına gidip şiirimi gösterdim. Ne düşündü bilemiyorum. Yüz ifadesinden anlayamadım ama farklı ve değişik bulduğunu dün gibi hatırlıyorum.
Gün geldi. Şiirimi okuma vakti. Heyecanım az çok. Herkes iyi kötü bir şekilde şiirlerini okuyup puan almaya çalışıyor. Bende okudum. Sonra bir sessizlik.
Sınıftakiler "Hocam bu nasıl şiir? Hiç duymadık." Diye şaşkınlıkla şiirin kime ait olduğunu düşünmeye başlarken genç edebiyat hocamızın sesi bu düşünceleri sınıfın kafasından dağıttı.
"Arkadaşlar Serenay kendi şiirini kendisi yazdı." Dediğinde tüm sınıfın alkışları kulaklarımı dolduran tek sesti.
**Serenay Özkan.**