ayakta uyurdu kuşlar
özgür ve mutlu
ayakta ölen doğumluya inat
bedenin icrasında mahpus bir çocuk
kanatlanmayı beklerdi en çok
ihbarsız kırılırdı paslanmış emniyet kilitleri
sırça konaklarda saklı
paradoksal manifestolar
ruhunu gasp ederdi ebedi özgürlük sesi
ağıtlar yakarken yaşamak ve ölmeye dair
dudağa yapışan bir yangın tutsaklığında
göğe bakar da gülümserdi en çok
düşlere doluşurdu kuşlar!
kan ter ve şiirden ne kaldı geriye
neydi akıbeti kaçınılmaz kavganın
teni dağlayan upuzun bu tenhalığın
ne uyumayı becerdik düşerken tetik
ne mutlu bir kuş olabildik ayakta
boşuna özendik kanatlara ey çocuk!
yol boyunca bilemedik
göğü yitirmişiz biz
birer ehram taşıymış vicdansız bedeller
sınıfta kaldı nazenin düşlerimiz
azgın bir acıyla dinamitlenirken koyaklar
karanlığa açmış kader taş ocaklarını
bu şiir şimdi taş basarak taşlaşmış yüreğine
ocak kapılarında parçalıyor yasını
gözyaşını kederle gezdiriyor bulutlarda sensiz
anlamıyor ah!
neden cansızdır rahminde büyüttüğü bütün yavrular!
şikayetçiyim!
içime serpiyorum külümü
ayakta ölüyor artık kuşlar
………………….
(*) Azim ve cesaret sembolü, şiir çocuğum Sevgili HİLAL LÜLE’nin anısına….
-Nurlu bir göğün cennetine bıraktım seni ey hilal! ....
(3 Mayıs 2005)