Gece sesleri dinlerken duydum. Henüz uzaklarda ama.. Geliyor. Ve korkunç sesi ile çevreyi ürküterek, ağzından alevler çıkararak geliyor. Geçen gece o sıska yarasa ile haber göndermiş. Ben inanmadım ama gelince görürler demiş. Öylesine kin ve nefretle doluymuş ki ben de bir anlam veremedim. Gözlerinden bile alevler çıkarıyormuş. Bir ejderhanın görüntüsüne sahipmiş. Dinozora benzediğini söyleyen de oldu. Bütün ağırlığı ile ezecekmiş bizi. Daha doğrusu yapıtlarımızı. Bana Silici derler, diyormuş da başka birşey demiyormuş. Güya aramızda ipe sapa gelmez şeyler yazanlar, şiir diye tekerleme yazıp uyduranlar varmış da işte tüm onları silip geçecekmiş(!) Ben, korkudan da değil ama hak vermedim değil bu Silici'ye. Dün gece oturup yazılarımı şöyle bir gözden geçirdim. Valla birkaç yerde saçmalamışım galiba. İyisi mi dedim, Silici bu işi yapmadan ben yapayım (!) Çünkü ..yani o cılız, bir kanadı sarkık yarasa yok mu işte onun yalancısıyım. Demişki ' Yaşın yanında kuru da yanar ' ' Hepsini dümdüz edeceğim, sıfırlayacağım bütün sayfaları '
Bunları söylerken ağzından salyalar akıtıyormuş, nasıl bir iştiha ise.. Adam- belki de gerçek bir canavardır- kafasına koymuş bir kez. Hepimizi silecek ve rahatlayacak (!) Ben, bu eğilimde canavarlıktan çok bir edebiyat homongolosluğu görüyorum ama silahımız da yok. Birleşebilir miyiz acaba? bir ortak silah edinsek ya da üretsek! Nasıl yapsak bilmem ki !
En iyisi herkes bi baksın dönüp arkasına (!) Nerde hata yaptık ? Belki bu homongolosu bu Silicilik fikrinden döndürebiliriz, diyorum. Derdimiz ortak çünkü (!)
Saygılar ve sevgilerle.
Silici
Yazdıklarımızı bir kez daha gözden geçirmenin faydasına değinmek için yazıyorum Silici(!)yi.