insanın kendine yüklediği, mutsuzluğum ben.tüm umutların kırılıp döküldüğü noktayım.
hissizliğiyim bir sevgilinin.nefretiyim.
aslında benliğiyim, kendimden öte.
ne ararsa arasın bi insan başka bir insanda mutlaka kendinden birşey bulur.
sokaktaki çiçekçi küçük kızdan, peçete satan çocuğa pavyondaki bir şarkıcıya, bardaki barmene, filmdeki bir roldeki aktöre veya aktriste.
dönence kavramı bence bu yüzden var.herkesin sahip olduğu bir nokta var vede bu bütün insanlarda aynıdır.
ne yozlaşan hisler, ne yıpranan bedenler buna dur diyebiliyor.belki yarın birgün yaşlanınca dahi bunu hissedebilicez ki, ben yaşlanmayı beklemeden ölme taraftarıyım.uzun bir ömür gerçekten uzun, herşey tadında kalmalıdır belkide.doyum noktasına bir an önce kavuşulmalıdır diye düşünüyorum.japon balığı olmakta kötü çatlayıp ölmek.
işte bu iki nokta arasına bir ip çekip üzerinde yürümeli ara ara heyecan olsun diye zıplamalıyız hatta.
hayat bir sirk vede bizde kendi kendini yönlendiren insanlarız.
hepimiz yok olacağız, belki bugün belki yarın...acaba hangi gün yaşama doymuş olacağız.
belki de çoktan bıktık.
yine de beklemekteyiz, yaşlanmamayı ölmemeyi koşmamayı kalp çarpıntısını.
ben hepsiyim, yok oluşun sessiz çığlığı.kayıp bir bedenin ölen ruhuyum.
Sirk Yönetmeni
insanın kendine yüklediği, mutsuzluğum ben.tüm umutların kırılıp döküldüğü noktayım. hissizliğiyim bir sevgilinin.nefretiyim. aslında benliğiyim, kendimden öte.