"Yarın 30 Ekim olacak ve ben hâlâ 'yarın yaparım' diyenler arasında olacağım. En azından tutarlıyım." - Franz Kafka"

Şundan Bundan!

İsrail'in Lübnan ve Filistin'de ki zulüm üzerine bir yazı ve iki ayrı ( üstü kapalı) kişisel tespitten ibaret 3 bölümlü kısa bir yazı.Not: Çugaşvili, Stalin'in gerçek soyadıdır.

yazı resim

İnsanlar; duygu seliyle, isyan ediyorlar!
İnsancıklar; sırıtık bir suratla, insanlarla alay ediyorlar.
Dünya, yeni zalimler yaratıyor;
Cismi insan, ruhu hayvan.
Ne ilktirler ne de son.
Güç, insancıkların elindedir.
Güçlü her zaman haklıdır. Zevahirde....
Savaşı Hitler kazansaydı, O kahraman olacaktı.
O'nun Gürcü versiyonu, Çugaşvili kazandı.
Kahramanlığı kırk beş yıl sürdü.

Sonra bir başkası geldi ve onu tarihin çöplüğüne süpürdü.
Mel'unun kirli çamaşırları ortaya döküldü.
Günümüzde ki insancıklar da tarihin çöplüğüne süpürelecek!
Lakin, Bad el harab-ül Basra.
Ateş düştüğü yeri yakar!

Mehmet Akif :

" Tarihten ders alınsaydı, tekerrür edermiydi hiç?"

***

Birilerinin mabetleri yıkıldı!
Mabudları tarihin çöplüğüne atıldı...
Kıvrak zekalarıyla derhal yeni bir mabud buldular.
Def'i hacete giderken bile ona methiye düzdükleri için;
Ağızlarını onunla açıp, onunla kapattıkları için;
Her sözü, her hareketi ona yamamaya çalıştıkları için;
Ezcümle, varlıklarını ona borçlu olduklarını amma kendi varlıklarını ondan daha kiymetli tuttukları için;
Çok yıprattılar yeni mabudu!
Farkındalar ve şimdi çırpınıyorlar;
Yeni bir mabud bulup, eteğine yapışacaklar!
Taa ki etek çürüyüp,ellerinde lime lime kalıncaya kadar!

Oysa, onların mabud dedikleri; adam gibi adamların gözünde
çok saygın bir yere sahipti.
Hala da öyledir.

***

Söz söylemek bir sanattır.
Hitabet ustaları vardır;
Dili iyi bilirler. Kelimeleri yerli yerinde ve doğru kullanırlar.
Tarihi iyi bilirler. Günceli takip ederler.
Muhataplarını çok kısa sürede analiz ederler ve sözlerini ona göre seçerler.
Kıvrak zekalıdırlar.
Anlatmak istediklerini az ve öz sözlerle ama derin etkileriyle anlatırlar.
Ancak, anlayanları ve hayranları azdır.
Şimdi kim olduğunu hatırlayamadığım bir düşünür :
"Anlatacaklarınız, karşınızda ki kişinin anlayacağı kadardır." demiş.

Bunların bir de azıcık divane olanları vardır.
Hani, "Delidir ne söylerse yeridir" derler.
Sivri dillidirler.
Sözlerini seçerek söylemezler ama cuk oturturlar.
Muhataplarının kim olduğu önemli değil,
Sözlerini esirgemezler.
Hem insanları güldürmekten kırarlar,
Hem de gönülleri kırıp, dökerler.
Anlayanları ve hayranları çoktur!

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön