Rişde-i Meryem gibi ördüm kederi
elimde bir kırık suzeni,
bahtıma düşen her bir ilmiği
Bismillah deyip dokudum
dilimde bir dua
alev alev kıvranan
çöl geceleri makamında,
gözlerime dolan bir avuç yangınla
boğazıma yapışmış sukunet boşluğunda
sesim sessizlikle boğuşsa da
çağırıp dururum seni
ey benim kederimin ilmek ilmek işlediği
gittiğin yer neresidir
ve kimler senin eteklerine pervanedir şimdi,
bu karanlık gecenin kıskacında,
hangi bahtın yırtıp atacağını
bilmediğim sabrımla
soğuk bir yalnızlığın
saçlarıma yangın gibi oturuşuna
kim dayanır ki bu acıya
sen ve benden başka,
bizi seçmişse kader
suskunluktur bildiğim tüm kelimeler,
taşınca gözümün bendi
sarılırım sımsıkı kendime
avucuma batar bir suzeni
bin acı kapaklanır üzerime
Rişde-i Meryem gibi.
EbrU OluR.