**İslam düşüncesinde Allah, mutlak birliğe sahip, yüce ve aşkın bir varlık olarak tanımlanır. Kur’ân, Allah’ın isimlerini, sıfatlarını ve tevhid inancını açıkça ortaya koyarken, Allah'ı tanımlamak için kullanılan kelimelerin anlamı da zamanla tartışmalara konu olmuştur. Bu bağlamda Türkçede sıklıkla kullanılan “Tanrı” kelimesi, bazı kesimlerce dinî açıdan uygun görülmemektedir. Ancak bu yaklaşım, Kur’ân’ın diline ve mesajına dair hatalı bir anlayıştan kaynaklanmaktadır. Türkçedeki “Tanrı” kelimesi, Arapçadaki “ilâh” (إله) kelimesinin anlamını karşılar. “İlâh” kelimesi, genel anlamda tapınılan varlık, tanrı ya da mabut demektir. Kur’ân-ı Kerîm’de Allah için kullanılan birçok isimden biri olan “ilâh”, özellikle tevhid mesajını vurgulayan ayetlerde geçmektedir. Bunlardan biri, Bakara Suresi 163. ayetidir: > “Tanrınız bir tek Tanrı’dır. O’ndan başka tanrı yoktur. O Rahman’dır, O Rahim’dir.”(Bakara 2/163) Bu ayette, “ilâh” kelimesi Allah için kullanılmakta ve tevhid inancının altı çizilmektedir. Ayetin Türkçeye “Tanrı” olarak çevrilmesi, “ilâh” kelimesinin karşılığı olması bakımından doğru ve anlamlıdır. Eğer “Tanrı” kelimesi dinî açıdan yanlış veya sakıncalı olsaydı, Allah kendisi için “ilâh” ismini kullanmazdı. Nitekim Kur’ân’da geçen “ilâh” kelimesi, doğru anlamda kullanıldığında Allah’ı ifade eder. Kur’ân, Allah’a farklı isimlerle seslenilebileceğini ve bu isimlerin O’na ait olduğunu belirtir. İsra Suresi 110. ayet şöyle der: > “De ki: Allah deyin ya da Rahman deyin; hangisini derseniz, en güzel isimler O’na aittir.”(İsra 17/110) Bu ayet, Allah’ın tek bir özel isimle sınırlanmadığını, ancak O’na ait olan isimlerin hepsinin güzel olduğunu gösterir. Dolayısıyla bir kişi, Allah’a "Tanrı", "Rab", "Rahman", "Huda" gibi farklı adlarla seslenebilir. Önemli olan, bu isimlerin hangi varlığı işaret ettiğidir. Eğer bu kelimelerle Allah kastediliyorsa, bu kullanım doğrudur. Arap dilbilimcilerine göre “Allah” kelimesinin iki temel köken açıklaması vardır:
- “El-ilâh” (الإله) formundan türemiştir. Burada “el” belirli tanım edatıdır, “ilâh” ise tanrı anlamındadır. “El-ilâh” ifadesi zamanla fonetik olarak “Allah” biçimine dönüşmüştür. Bu, “tek ve gerçek Tanrı” anlamına gelir.
- “A-L-H” (أله) fiil kökünden gelir. Bu kök, “tapmak”, “yönelmek”, “sığınmak” gibi anlamlar taşır. Dolayısıyla “Allah”, tapınılan ve kendisine yönelinen yüce varlık anlamındadır.
Bu açıklamalar, “Allah” kelimesinin hem dilsel hem de dinî yönden özel ve yüce bir anlam taşıdığını gösterir. Ancak bu, diğer dillerde Allah’ı ifade eden kelimelerin yanlış olduğu anlamına gelmez. Nebimiz Muhammed dışındaki nebiler Arapça konuşmamışlardır. Bu nedenle nebilerin kavimlerine kendi dillerinde hitap ettikleri açıktır (bkz. İbrahim 14/4). Dolayısıyla İbranice “Elohim”, Süryanice “Alaha”, Aramice “Elah”, Türkçede “Tanrı”, Malayca “Tuhan”, Urduca “Khuda” gibi kelimeler de aynı yüce varlığı ifade etmek için kullanılmıştır. Örneğin, Yeşeya 43:10 ayetinde şu ifade yer alır: > “Benden önce bir Tanrı olmadı, Benden sonra da olmayacak.” Bu ifade, Tanrı’nın tek olduğunu vurgular ve çoktanrıcılıkla ilişkili bir anlam taşımaz. Buradan da anlaşılacağı üzere, "Tanrı" kelimesi tek bir ilahı ifade ettiğinde, çoktanrıcılığı çağrıştırmaz. Müşrik Araplar da “Allah” ismini kullanıyorlardı. Onlar Allah’ı evrenin yaratıcısı olarak tanımalarına rağmen, O’na ortaklar koşarak şirk koşuyorlardı (bkz. Zümer 39/38). Bu da gösteriyor ki “Allah” ismi tek başına tevhid anlamını garanti etmez; önemli olan içeriğin, anlamın ve niyetin doğru olmasıdır. Bugün de bir kişi “Allah” dese dahi eğer şirk koşuyorsa bu kelime onu kurtarmaz; aynı şekilde bir kişi “Tanrı” dese de eğer kastedilen yegâne gerçek varlıksa, bu doğru bir hitaptır. Bazı kişiler “Tanrı” kelimesinin çoktanrıcılığı çağrıştırdığını iddia ederek bu kelimenin kullanılmasına karşı çıkarlar. Oysa bu yaklaşım, hem Türkçeye hem de Kur’ân’ın kavram sistemine aykırıdır. Kur’ân’da “ilâh” kelimesi genel anlamda kullanılırken, “tek ilâh” vurgusu özellikle yapılır. Yani Kur’ân’da da “tanrı” kelimesi tevhid vurgusuyla birlikte anlam kazanır. “Tanrınız bir tek Tanrıdır” (Bakara 2/163) ifadesi bu anlamı açıkça ortaya koyar. Kur’ân’da Allah için kullanılan “ilâh” kelimesi, Türkçede “Tanrı” karşılığına sahiptir ve bu anlamıyla kullanıldığında dinî açıdan hiçbir sakınca içermez. Önemli olan kelimenin kime yönelik kullanıldığıdır. Allah’ın isimlerinden biri olan “ilâh” kelimesi Kur’ân’da Allah için kullanılmış ve bunun çevirisi “Tanrı”dır. İsra Suresi 110. ayet de, Allah’a hangi güzel isimle hitap edilirse edilsin bunun makbul olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla “Tanrı” kelimesiyle Allah’ı kastetmek hem anlam bakımından doğrudur hem de Kur’ân’a uygundur. Bu konuda yapılan itirazlar çoğunlukla bilgisizlikten veya yerleşik kültürel önyargılardan kaynaklanmaktadır. Kur’ân’ın açık ve evrensel mesajı, bu tür kısıtlamaların değil, hakikatin anlaşılmasının esas olduğunu göstermektedir.**