Hatırladım;
O gün akşam üstünden sonrasını;
odamda yalnızdım
pencere açıktı, ışık kapalı;
aynaya o gün hiç bakmamış; saatleri hiç kurmamıştım;
yemek filan da yememiştim ; akşam üstünden sonra hatırladım ...
Yalın vaziyetteydim ismimin yalın halinde; gayet ölçüsüzdü ağzım; insanların yüzüne
tükürebiliyordum;
Hatırladım bir aydı yine ve bir gündü elbette ki takvime hiç bakmamıştım;
Kapı çalmış ses çıkarmamış; işten eve dönmemiştim yine ;odamda oturmuş, insanların
yüzüne tükürüyordum hatırladım
Hatırladım; pencere açıktı hala; rüzgar beni deli ederdi;hasta da edecekti hatırladım
odanın kapısı kapalıydı bir de; kalkıp bir mum yakmıştım; aynaya bir defa baktım ;
hatırladım yüzüme hiç bakmamışım ve o gün saçlarımı taramamıştım .hiç..
Yine bir gündü elbette yine bir ayrılık günüydü hem de ; takvimde bir ay dönüyordu
yine ve ben saati hiç kurcalamamıştım ;
Hatırladım evet; odam kadar dağınıktı zihnim;
içimde koyu bir acı geziniyordu; içtiğim buzların hesabı bile yoktu;
rüzgar beni deli etmişti;
hava bu kadar sıcak değildi biliyorum
aynaya bakmıştım tekrar aynaya
tekrar
mum ve buz eriyene dek ve gözlerim seyirene dek aynaya bakmıştım.
Dilim kuru, damağım kuru; içimde su yutkunmuştum hatırladım; buharlaşacak olan
suydu içimde; kuruyacak olan suydu yutkunduğum ve tutkunduğum
belki
bir jeton atmıştım ya da bir taş ,
ayrılığa dair hatırladım ;
kör zihnimin kör noktasında bir yerlere zincirlenmiştim.
Odamda mum kokusu hayalet ederken,
içimi afakanlar da basmıştı öcüler de ...
Saçlarımı o gün hiç taramamıştım..
Aynama baktım;
bir zamanlar çocuk olduğuma inanamadım...
Nedenlerle saçmalayarak, ıslanarak şarkı söylediğim bir akşamdı;
balkonda birileri vardı, birileri güldükçe yüzlerine tükürmüştüm;
birileri vefa fazlasını bana acıyarak sunacaktı;
gülenlere vefa tükürmeye niyetliydim..
Görebildiğim kadarıyla balkondan, annemi seyretmiştim; kalabalık gülüşlerin ortasında
sıkışan annemin bir zamanlar çocuk olduğuna inanarak seyretmiştim ;
ve bir yerlerimde bir taş bir yem ya da bir jeton kalabalığıyla seyretmiştim annemi
Hatırlayabildiğim kadarıyla havada bir uçurtma görmüştüm ve griydi sokak,
boynu büküktü uçurtmanın,
ipin ucunda yerde bir çocuk vardı hatırlıyorum,
durmaktaydı çocuk
hava bu kadar sıcak değildi eminim; çocuk sıcaktı ama
annem de sıcaktı önündeki çay ve pastalar da sıcaktı;
benim ayrılık günümdü; içimde öcülerle boynu bükük uçurtmaları bir zamanlar
çocukmuşum gibi saymıştım;
pencere ve ağzımdaki buzlarla gelen kırık grip endişesi annemi oturduğu yerden ne
deli sarmıştı;
ben de yıkık bir adam öfkesi hatırladığım kadarıyla
bir bahar öncesi havada uçurtmalar filan uçuşurken
içimde şu çocuk, ayarsız ağzıyla volkanlardan patlardı
önümde sıcaktı pasta, çay ve ekşiyen muhabbetler sıcacıktı,
beni koyu bir ayrılık; ne deli sarmıştı .
Benim ayrılık günümdü; bir kabahattim o gün,
tek kalmıştım;yalnızsa herkes kimse yalnız değil
sanmış;büyümüştüm
ellerim nasır açmıştı;
okudum;
okumuştum;
her şeyin en iyisini okumuş en kötüsünü
hatırlamıştım; hatırladım...
Bir gün
saygı duyacaklar; saygı sunacaklar;
hatta saygıyı
duyumsayacaklar; fikirlice, zahmetli oturuşlarının
sandalyeleri ve zahmetli koltukları kadar terlerken alınları
saygı duyacaklar sandım
O saygıları içimde bir çocuk gibi, ayarsız ağızlarıyla volkanlardan patlayacaktı
o gün bugündü; hatırladım
Bir gün; odamda mum yanarken cebimde bir iki zırva kağıt,
elimde sessiz bir telefonla
karşımda bir pencere dolusu şehir tuzluyordum,
yaralarımı kanatana dek boynu bükük çocuklara ipin sonunu gösteriyordum .
Bana bakın diyordum, ipin sonunda bir gün siz olacaksınız ve kağıtlarınız olacak
elbette mum ışığında yazılmış zırva dolusu kağıtlarınız ..
Annelerinizin bir zamanlar çocuk olduğuna siz de inanamayacaksınız ..
Balkona çıktığımı da hatırlıyorum rüzgar beni tokatlarken çocuklara fıkra atıyordum
balkondan; kahkahayla karşılık veriyorlardı çocuklar ; ne deli günümdü annem
endişelenmişti ;
benim ayrılık günümdü evi bir dolu kadın kokusu, sarmıştı;
ağızlarında pasta tortusuyla o kadınlardan da acizdi ruhum; yaralanmış üstelik
tuzlanmıştım; ayrılığımla misafir kabul edemedim;
balkondan fıkralar attım kadınlardan birinin hırkasını da atacaktım ve kadını da atacaktım
hatta balkonu da atacak, odamda zincire vurduğum diğer kadını da atacaktım,
yine;
yapmadım.
Saniye saniye gitmiştin hatırladım,
gözlerimden de gitmiştin; yüreğimden de gidiyordun ben atmaya devam ettim
bilmiyordun;orada öylece kaldığın yerde kalbimle beraber duvarlara güzel başını vurur
gibi
attım
attım
sen attım; hatırladım .
Gittiğin bir şehirdi aslında;
bir kızdı gittiğin;
aşkıydı kızın aşkı senin gittiğin, saniye saniye ve arkana bakmadan gittiğin
bir şehirdi aslında;
bir kız şehriydi; boynu bükük uçurtmalarıyla, kırları ve yollarıyla terk ettiğin ..
Duvarlarıyla bir kız şehriydi atıldığın…
Pek çok şey istedim o gün;
saatleri istedim,
takvimleri istedim,
kadınların pasta tutkularını tutkallamak sonsuza dek, istedim;
başparmağımla bir çiçek ezmek istedim,aynı parmağı yalamak istedim sonra ;
aynı şarkıyı dinlemek istedim saatlerce ‘’Jackie’’ i dinlemek istedim,
mum kokusunu unutup senin kokunu çekmek istedim;
seni istedim;
içeri
içeri
içeri hapsetmek,
istedim ;
Hatta Batı'da daha batıda;
bir korse, içimde;
saçlarım bukle bukle , makyaj yüzümde; yanına hoş kokularımla gelmek istedim;
Çin Seddini görmek bile istemiş olabilirim ,
Nagazaki'yi ve Pekin'i istedim;
bir pencere dolusu dünyamla
tarihi yeniden yazmak istedim .
Adolf Hitler misali,
aşık olunur; sabun kokan kadınlara aşık olunur;
Sylvia Plath misali aşık olunur; intihar kokan adamlara;
ben de aşık oldum;
ağzımda kaprisli bir tat kaldı;
duyumsayamadığım acıdan; yenir içilir oldu aşk;
tükürülür oldu sonra yer zannettiğim müstakil günlere ve annemin balkonuna
tükürülür oldu aşk ;
bir zamanlar aşık olunur dedim; zamanı da atmak istedim; balkonu ve kadını da
söylediğim gibi o gün saate ve takvime hiç bakmamıştım; aşk.
Bir aşkım olur; denize taş,
bana üşümek düşer;
aşık olurum acısı kaprisi ile evime tükürürüm;
şimdiki gibi saçmalamak istemiştim o gün de; hatırladım,
ellerinle saçmalamak,
gidişinle saçmalamak,
balkonumda kadınlarla saçmalamak,
dudaklarınla saçmalamak istemiştim ...
Ayrılık günümdü,
midemde bulantı balkonda rüzgar, karşımda aynı yarım ayna; ben seni unutmayı ne de çok istedim...
Oysa bir kalpti attığın ben da atmaya devam ederken söner sandığın, bilmiyordun ...
Arkanda yıkık bir kız şehri; kalakaldım ...
Annem vardı bir de üstünde epeyce düşündüğüm çocukluğuyla balkonda hava alan ve
bir kadın vardı ayrıca
A. Hitler aşık olmuştu sabun kokan kadına;
S.Plath vardı, aşık olmuştu bir intihara;
ve Nagazaki çok mu uzaktı; çok şey istemiştim o gün;
ellerin ve gözlerinle saçmalamak istemiştim;
benim kabahat günümdü ve henüz sarhoş bile değildim;
bir kuş havalandı bana saçmalamak düştü;
mum yaktım; pencere açıktı hala
ağzımda kırılan buzlar ve kaprisli bir aşk tadı
bir zamanlar çocuk olduğuma inanamadım;
ben sen attım;
O kalbinde atılmış mıydım sahi
ve o kalbinden atılmış mıydım?
Hatırladım.